DOLAR

32,5137$% 0

EURO

34,6600% -0.14

GRAM ALTIN

2.432,14%-2,69

ÇEYREK ALTIN

4.129,00%-3,20

BİST100

9.645,02%-0,50

BİTCOİN

2161792฿%3.17083

ETHEREUM

103793Ξ%1.74851

a

AK PARTİ SÖZCÜSÜ ÇELİK: MACRON BÜTÜN BEYANATLARINDA TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALIYOR

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Bütün Beyanatlarında Türkiye'yi Hedef Aldığını Belirtti.

Çelik, Parti Genel Merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı Devam Ederken Basın Toplantısı Düzenledi.

Şehitlere Allah’tan Rahmet, Ailelerine de Başsağlığı Dileyen Çelik, Diyarbakır Annelerinin Evlat Nöbetinin Her Zaman Gündemlerinde Olduğunu Belirterek, Annelere Sevgi ve Saygılarını İletti.

Çelik, Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kuruluşunun 38’inci Yıl Dönümü Olduğunu Hatırlatarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Her Türlü Desteklerinin Sürdüğünü İfade Etti.

Kıbrıs Türk Davası ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda Emeği Olan Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı Rahmetle Anan Çelik, “Bugünlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kuruluşunun Anlamı Daha da İyi İdrak Ediliyor ve Daha İyi Anlaşılıyor. Rum-Yunan İkilisinin Bütün Güçlerini Kullanarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Hak Ve Menfaatlerini Gasbetme Yönündeki Saldırgan Ve Maksimalist Davranışları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Ne Kadar Haklı Bir Zemine Oturduğunu, Kıbrıs Türk Davasının Ne Kadar Önemli Bir Dava Olduğunu Bir Kere Daha Gösteriyor.” Diye Konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Siyasi Hayatının Her Anında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Ve Kıbrıs Türk Davasının Yanında Olduğunu Ve Bu Mücadeleyi Sürdürmeye Devam Ettiğini Söyleyen Çelik, “Özellikle Son Zamanlarda Doğu Akdeniz’de Ortaya Çıkan Ve Başka Ülkeleri De Yanlarına Alma Gayretiyle Rum-Yunan İkilisinin Bu Haksız Ve Hukuksuz Siyasetine Karşı En Güçlü Duruşu Cumhurbaşkanımız Ve Türkiye Ortaya Koymaya Devam Ediyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hiçbir Zaman Yalnız Kalmayacak, Kıbrıs Türk Davası Hiçbir Zaman Desteksiz Kalmayacaktır.” Dedi.

Çelik, Gönüllerinin Ve Her Türlü Desteklerinin Kıbrıs Türk Davasıyla Beraber Olduğunu Söyleyerek, Şöyle Devam Etti:

“Geçmişten Bugüne Ne Zaman Masaya Oturulsa Rum Tarafı Birtakım Kazanımlar Elde Etme, Ondan Sonra Da Masayı Bozma, Daha Sonra Tekrar Masaya Oturmayıysa Önceden Kaldıkları Yerden Devam Ettirme Şeklinde Maalesef Siyasi Bir Oyun Olarak Niteleyebileceğimiz Bir Şekilde Sürdürmüştür. Bundan Sonrasında Artık Neyin Nasıl Konuşulacağı Ve Hangi Hedefe Varılacağı Net Olmadan Hiçbir Şekilde Bu Masaların Kurulmasının Bir Anlamı Yoktur. Çünkü Bu Masaların Neticesinde Rum Tarafının Yalan Söyleme, Avrupa Birliğinin De Maalesef Bu Yalan Siyasetine ‘Rum Tarafı Avrupa Birliği Üyesi Bir Ülkedir’ Diyerekten Mahalle Dayanışması Altında Hiçbir İlkeye Dayanmayan Bir Şekilde Destek Vermesi Şeklinde Bir Oyun Devam Ediyor. Ne Türkiye Cumhuriyeti’ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bu Oyunun Herhangi Bir Şekilde Tarafı Olmayacaktır. Ama Dediğimiz Gibi Net Bir Şekilde Neyin Konuşulacağı Ve Hangi Hedefe Varmak Üzere Konuşulacağı Şeklinde Bir Tutum Ortaya Çıkarsa O Değerlendirilecektir.”

“HAKSIZ, HUKUKSUZ VE AHLAKSIZ BİR TAVIR”

Bütün Kıbrıs Adası’na Ait Gaz Kaynaklarının Sadece Rum Tarafı Tarafından Gasbedilmesi Gibi Bir Tutuma En Güçlü Şekilde Karşı Çıktıklarını İfade Eden Çelik, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:

“Bunların Ya Baştan İki Taraf Arasında Bölüştürülmesi Ya Da Gelirin Elde Edilmesinin Baştan Bu Şekilde Belirlenmesiyle Bir Mekanizma Kurulmasının Önemli Olduğunu Belirttik. Fakat Rum Tarafı Bir Kere Daha Bu Gasp Siyasetini Sürdürmek, Gasp Siyasetini Daha Da Geliştirmek İçin Tuttu ‘Ben Bunların Hepsini Alırım, Bu Gelirleri Elde Ederim, Bir Gün Bir Çözüm Olursa Türk Tarafıyla Paylaşırım’ Gibisinden Haksız, Hukuksuz Ve Ahlaksız Bir Tavır Ortaya Koydu. Bu Da Tabii Hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Tarafından Hem De Türkiye Cumhuriyeti Tarafından Reddedilmiştir, Hiçbir Zaman Da Kabul Edilmeyecektir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Ve Kıbrıs Türk Davasına Desteğimizi, Bütün Kardeşlerimize Buradan Sevgilerimizi Saygılarımızı Bir Kere Daha İfade Ediyoruz.”

“HAKLI MÜCADELELERİNE DESTEK VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Ahıska Türkleri’nin İçinde Bulunduğu Şartlar, Kültürlerini Korumaları Ve Varlıklarını İdame Ettirmelerinin Parti Olarak Her Zaman Gündemlerinde Olduğunu Dile Getiren Çelik, “Acı Sürgünün Yıl Dönümünde Bir Kere Daha Hayatını Kaybeden Canlarımızı Rahmetle Anıyoruz. Ahıska Türkleri Dünyanın Her Tarafında Türkiye Cumhuriyeti’ne, Milletimize Gönülden Bağlı Kardeşlerimizdir. Biz De Dünyanın Her Tarafında Ve Ülkemiz İçerisinde Misafir Ettiğimiz Ahıska Türkleri İle Aynı Milletin Parçası Olmaktan Büyük Bir Sevinç Duyduğumuzu Bir Kere Daha İfade Ediyoruz. Onların Acılarını Hiçbir Zaman Unutmayacağız, Haklı Mücadelelerine Destek Vermeye Devam Edeceğiz.” Diye Konuştu.

Çelik, Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu Üyesi Olarak Görev Yapan Dr. Nilüfer Oral’ın Bu Göreve Yeniden Seçildiğini Belirterek, “Kendisini Tebrik Ediyoruz, Bu Görevde Dünya Barışı İçin, Hukukun Egemenliği İçin Hukuk Alanındaki Geniş Bilgi Ve Tecrübesiyle Daha Önemli İşlere İmza Atacağına İnanıyoruz.” Dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Eski Adıyla Türk Konseyi Zirvesi Yeni Adıyla Türk Devletler Teşkilatı Zirvesi’nde Yaptığı Konuşmasının Yeni Dönemin Vizyon Belgesi Olarak Tarihe Geçtiğini Söyleyen Çelik, Buradaki Ana Temanın Yeşil Teknolojiler Ve Dijital Çağda Akıllı Şehirler Olduğunu Anımsattı.

Bu Temanın Dünyaya Medeni Şehirler Armağan Etmiş Türk Dünyası Açısından Önemli Olduğuna İşaret Eden Çelik, “Hem Bu Vizyon Belgesinin Kabul Edilmesi Hem De Yeni İsim Geleceğe Dönük Olarak Bir Kararlılığı İfade Ediyor.” Dedi.

Zirvenin Yassıada’da Yapılmasının Da Önemli Bir Mesaj İçerdiğini Belirten Çelik, Geçmişte Acıların Sembolü Olan Adanın Artık Demokrasi Ve Özgürlükler Adası Olarak Bir İradeye Dönüştüğünü, Burada Türkiye’nin Bütün Dünyaya Vereceği Demokrasi, Hukuk, Dayanışma, Kardeşlik Ve Yeni Vizyon Toplantılarının Yapılacağını Söyledi.

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Olarak Seçildiğini Dile Getiren Çelik, “Aksakallılar Önemli Bir Danışma Organı Olarak İcra Görevi Ortaya Koyuyor. Bunun Bütün Devlet Başkanlarının Onayıyla Seçilmesi De Son Derece Önemlidir. Cumhurbaşkanımızın İfade Ettiği Gibi Türkistan Coğrafyasının Medeniyetin Beşiği Olan Mirasını Gelecek Nesillere Taşımak, Yeni Donanımlarla Güçlendirmek İçin Yapılan Çalışmaları Biz De Parti Olarak Desteklemeye Ve Bunlara Katkıda Bulunmaya Devam Edeceğiz.” Diye Konuştu.

Paris’te Düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı’na Değinen Çelik, Libya’da Barışın Ve İstikrarın Sağlanmasının Libya Halkının İradesi İle Olması Gerektiğine İşaret Ederek, “Burada Asıl İstikrarı Bozucu Hafter Güçleri Gibi Birtakım İstikrarsızlaştırıcı Unsurlara Verilen Desteğin, Çeşitli Ülkelerin Vekalet Savaşlarını Bu Şekilde Yürütmesinin Libya’ya Verilmiş En Büyük Zarar Olduğunu İfade Ediyoruz. Bu Zirveye, Yunanistan Ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Davet Edilmesi De Bir Yanlıştır. Yunanistan’ın, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Libya Meselesi İle Ne İlgisi Vardır? Hangi Tarafındalar İşin, Buraya Davet Ediliyor?” Diye Konuştu.

Avrupa Birliğinin (AB) Müdahil Olduğu Bu Zirvelerin Giderek Kalitesinin Düştüğünü Söyleyen Çelik, Bu Zirvelerin Organizasyonunun Başka İç Politika Sahipleri İle Yapılmaya Çalışıldığını Ve Birtakım Mahalle Dayanışmasını Öne Çıkartmak İçin Ana Temalarının Bu Şekilde Zehirlendiğini Gördüklerini Dile Getirdi.

Çelik, Zirveye İlişkin Yaptığı Değerlendirmelere Şöyle Devam Etti:

“Bu Zirvede, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ‘Türkiye Ve Rusya’nın Libya’dan Askerlerini Çekmesi’ Şeklindeki Çağrısı, Doğrusunu Söylemek Gerekirse, Türkiye Açısından Bu Cümlenin Bu Şekilde İfade Edilmesi Bir Skandaldır. Türkiye Orada Bir Paramiliter Güç Olarak Bulunmuyor, Türkiye Orada Fiili Bir Militan Güç Olarak Da Bulunmuyor. Birleşmiş Milletlerin Tanıdığı Meşru Hükümetin Daveti Üzerine Eğitim Amacıyla Orada Bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Buradaki Varlığını Birtakım Paramiliter Güçler İle Eş Tutmak, Kasıtlı Bir Yanlıştır. Fakat Burada Aynı Zamanda Da Türkiye’nin Muhatap Kabul Ettiği Birleşmiş Milletler Tarafından Tanınan, Meşru Ve Resmi Yönetimin De Birileri Tarafından Meşru Ve Resmi Görülmediği, Hafter’le Eşit Bir Pozisyonda Görüldüğü Şeklindeki Bir Yaklaşımın Yeniden Gündeme Sürüldüğünü Görüyoruz. Bunun Tabii Kabul Edilmesi Mümkün Değildir. Türkiye, Askeri Danışmanlık Ve Eğitim Desteğini Birleşmiş Milletler Tarafından Kabul Edilmiş Resmi Ve Yasal Hükümetin Daveti Üzerine Gerçekleştirmektedir. Yabancı Asker Statüsü İçerisinde Türkiye’nin Değerlendirilmesi Kasıtlı Bir Yanlıştır, Bir Yalan Siyasetidir, Kasıtlı Bir Propagandadır.”

Ömer Çelik, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Bütün Beyanatlarında Türkiye’yi Hedef Aldığını Belirterek, Şöyle Konuştu:

“Hafter Güçlerinin Yaptığı Katliamların, Ortaya Çıkan Toplu Mezarların Arkasında Fransa’nın Desteği Olduğu Açık Bir Şekilde Ortaya Serildi. Aynı Şekilde Suriye’de Hem DEAŞ’a Hem PKK’ya Dönük Olarak Fransız Şirketlerinin Fransız İstihbaratıyla Bağlantılı Olarak Bu Terör Örgütlerine Destek Verdiği Şeklindeki Davalar, Fransa Yargısına Taşındı Ama Buna Rağmen Sayın Macron Bütün Bunlarla Uğraşacağına Bütün Bir Fransız Dış Politikasını Türkiye Karşıtlığına İndirgemek Gibi Bir Yanlış İçerisine Giriyor. Türkiye Fransa İlişkileri Köklü İlişkilerdir. Türkiye Fransa Arasında Bir Dış Politikada Birbirinin Rakibi Olmak Gibi Bir Tutumu Desteklemek Yanlıştır.”

Fransız Yayın Organlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika’ya Ziyaretlerine İlişkin, “Erdoğan’ın Afrika’da Ne İşi Var?” Şeklinde Rekabet Üretilmeye Çalışıldığını İfade Eden Çelik, “Afrika’yı Tapulu Mülkü Gören, Cumhurbaşkanımızın Oraya Eşitlik Temelinde, Eşit Ortaklık Temelinde Gitmesini Kendisi İçin Tehdit Gören Bir Zihniyet, Baştan Aşağı Yanlış Bir Zihniyettir.” Dedi.

5,1 MİLYON FİDAN TOPRAKLA BULUŞTU

Ömer Çelik, Yanan Ormanlık Alanların Ağaçlandırılması İle İlgili De Değerlendirme Yaptı. Milli Ağaçlandırma Günü Etkinliğinde Salgın Şartlarını Dikkate Alarak 81 İlde Yaklaşık 1000 Lokasyonda, Yaklaşık 700 Bin Vatandaşın Katılımıyla 5,1 Milyon Fidanın Bir Günde Dikildiğini Aktaran Çelik, Orman Alanlarının İhyası Çerçevesindeki Gündemi Takibi Sürdüreceklerini Söyledi.

GENÇLERİ FESTİVALE DAVET

Çelik, AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığınca 16-21 Kasım’da Başkent Millet Bahçesi’nde Gençlere Yönelik Gençlik Ve Yerel Yönetimler Temasıyla Düzenlenecek Festivale İlişkin De Bilgiler Verdi.

Festivalin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katılımıyla Açılacağını Belirten Çelik, Festivalde 21 Kasım Pazar Gününe Kadar Yüzlerce Etkinlik Yapılacağını Anlattı.

AK Partili Belediyelerin Toplumun Her Kesimini İlgilendiren Faaliyetlerinin Sergileneceğini Aktaran Çelik, Yarın Başlayacak Festivale Türkiye’nin Her Tarafındaki Gençleri Beklediklerini Vurguladı.

“KUŞKUSUZ HERKES BİR ANDA GÖRÜŞÜNÜ DEĞİŞTİRECEK DİYE BİR ŞEY YOK”

Ömer Çelik, Açıklamalarının Ardından Basın Mensuplarının Sorularını Yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu Kabulüne Ve Daha Sonrasında Karamollaoğlu’nun Açıklamalarına İlişkin Soru Üzerine Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pozitif Katkı Sağlayacak Şekilde, Yapıcı Eleştiriler Çerçevesinde Çeşitli Kesimler İle Buluştuğunu Belirterek, “Karamollaoğlu İle Buluşması Da Saatler Süren, Son Derece İyi Geçmiş Bir Buluşma Olarak Yansıdı.” Dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Karamollaoğlu İle Çok Eskiden Tanıştığını Aktaran Çelik, Şunları Kaydetti:

“Aralarında Köklü Bir Hukuk Var. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımızın Saadet Partisi’nde Siyaset Yapan Çok Değer Verdiği Kimseler Var. Partimizde Arkadaşlarımızın Saadet Partisi’nde Çok Yakın Arkadaşları Var, Geçmişte Siyaset Yaptıkları. Dolayısıyla Bu İstişareler, Bu Buluşmalar Bu Açıdan Her Zaman Faydalıdır. Kuşkusuz Herkes Bir Anda Görüşünü Değiştirecek Diye Bir Şey Yok. Sayın Karamollaoğlu Da Katıldığı Yerleri, Katılmadığı Yerleri İfade Etti. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız Da Kendisinin Eleştirilerine Karşı Cevaplarını İfade Etti. Sayın Cumhurbaşkanımız, Ekonomiden Dış Politikaya Kadar Kapsamlı Bir Şekilde Kendi Siyasi Pozisyonunu, Partimizin, Hükümetin Siyasi Pozisyonunu Net Bir Şekilde Paylaşan Bir Lider Zaten Ve Hem Kıdemi Hem Tecrübesi Açısından Da Gündemdeki Dosyaların En İnce Ayrıntılarına Kadar Hakim. Dolayısıyla Bu İstişareler, Bu Buluşmalar Her Zaman Faydalıdır, Her Zaman Verimlidir Diye Değerlendiriyoruz.”

Yunanistan’ın Ege’de Provokasyona Devam Etmesine İlişkin Değerlendirmelerinin Sorulması Üzerine Ömer Çelik, Yunanistan’ın Saldırgan Bir Devlet Politikası İzlediğini, Yunan Siyasetçilerin Provokasyonlarının Gerçek Siyasete Dayanmadığını, Tamamen İç Siyasetteki Sıkışmışlığı Ortadan Kaldırmak İçin Ege Ve Akdeniz’de Manipülasyon Çıkardıklarını Söyledi.

Çelik, Silahsız Statüdeki Adaların Silahlandırılmasının Gayrihukuki Olduğuna Dikkati Çekerek, Türkiye’nin Bu Konuda Hukuken Haklı Olduğunu Ve Sahada Haklılığı Kabul Ettirecek Her Türlü İmkan Ve Kapasiteye Sahip Bulunduğunu Söyledi.

Çelik, Şunları Kaydetti:

“Ege Bir Barış Denizi Olsun. Yunanistan İle Masaya Oturalım, Masada Bunları Konuşalım Diyoruz Ama Her Zaman Masadan Kaçan Yunanistan Oldu. İstikşafi Görüşmelerden Kaçanlar Da Onlar Oldu. Yeni Dönemde Başladıktan Sonra Tansiyonu Düşük Açıklamalar Yapılması Gerektiğini Söylediğimiz Halde Arka Arkaya Gerçeğe Dayanmayan Kışkırtıcı Açıklamalar Yunan Başbakanı Miçotakis’den Geldi. Miçotakis’in Tek Bir Mesaisi Var, Çeşitli Liderlerle Buluşuyor, Yunanistan’ın Hiçbir Meselesini Konuşmuyor Sadece Türkiye’yi Şikayet Ediyor. Ortaya Koyduğu Bütün Tezler Yanlış Ve Temelsiz. Yunanistan Dışişleri Bakanının Yegane Meselesi Türkiye İle İlgili Yalan Söylemek. Türkiye İle Yunanistan Arasında Makul Bir Zemin Bulunmasından Korkan Bir Siyaset İzliyor. Türkiye İle Yunanistan Arasındaki Meseleler Masada Çözülebilir. Türkiye’nin Masadaki Yeteneği, Türk Diplomatların Becerisi Ve Tecrübesi Bunu Gerçekleştirebilecek Durumdadır. Türkiye Bir Diplomasi Devletidir. Yunanistan, Masayı Başka Devletleri Yanına Çekmek İçin Bir Manipülasyon Aracı Olarak Kullanıyor. Yunanistan’ın Şu Anki Demokrasi, Hukuk Ve Medeni Dünyada Yer Alma Açısından Fiili Görüntüsü, Göçmen Botlarını Şişleyen Ve Onları Ölüme Terk Eden Bir Ülke. Yunan Siyasetçiler, Yunan Halkına Yalan Söylememelidir.”

BAE VELİAHT PRENSİ İLE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN GÖRÜŞECEĞİ HABERLERİ

Birleşik Arap Emirliği Veliaht Prensinin 24 Kasım’da Cumhurbaşkanı Erdoğan İle Görüşeceği Haberlerine İlişkin Soruya Çelik, Çeşitli Devletlerle Zaman Zaman Problemlerin Yaşandığını, Bu Problemlere Mahkum Olmamak Gerektiğini Söyledi.

Çelik, Birleşik Arap Emirlikleri İle Türkiye Arasında Yakınlaşmanın, Meselelerin Çözülmesi İçin Yoğun Diyalog Ve İş Birliğinin Sevindirici Olduğunu Belirterek, “Negatif Dosyalar Ne Kadar Çok Kapatılırsa Pozitif Dosyalar Ne Kadar Çoğaltılırsa Her Ülke Bundan Kazanç Sağlar. Birleşik Arap Emirlikleri İle Diyaloglar, Görüşmeler, Çeşitli Meselelerin Çözümü İle İlgili İstişareler Güçlü Bir Şekilde Yapılmaya Devam Edecek.” Dedi.

“BİRİSİ HELALLEŞECEĞİM DEDİĞİ ZAMAN NE OLURSA OLSUN SAYGI DUYARIZ”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sosyal Medyadan Bir Videoyla “Helalleşme Yolculuğuna” Çıkacağını Duyurmasının Nasıl Değerlendirildiğinin Sorulması Üzerine Çelik, Kim Olursa Olsun Helalleşmenin Bir İradeyi Ve İyi Niyeti Gösterdiğini Ve Buna Saygı Duyulması Gerektiğini Söyledi.

“Helalleşmenin Altının Nasıl Doldurulacağını, Bunun Nasıl Gerçekleştirileceğini” Soran Çelik, “Helalleşmeden, Yüzleşmeden Bahsedenler Tarihin Bazı Sıkıntılarından Kurtulmaktan Bahsedenler, Kendi Partilerinde Bizzat Vatandaşlarımızı İnciten Bir Takım Üsluplar Kullanıldığında, İnsanların Kılık Kıyafetleri Yüzünden Ötekileştirilmesinin Yeniden Altını Çizen Siyasetçiler Olduğunda, Vesayete Destek Veren, Demokrasiyi Sakatlamaya Çalışan, Siyaset Ortamını Zehirlemeye Çalışan Bir Takım Üsluplar Ortaya Çıktığında Buna Karşı Seslerini Çıkarmadılar. Son Olarak Milletvekili Sıfatı Taşıyan Birisinin Şehit Ailesine Küfretmesi Ve Hakaret Etmesi Karşısında Da Kurumsal Olarak Suskun Kaldılar. Neredeyse Şehit Yakınını Provokasyonla Suçlayacak Bir Tavır Ortaya Koydular.” Diye Konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun Helalleşmeden Bahsettiğini, CHP’de Aktif Siyaset Yapan Pek Çok İsmin De Bunun Parti İlkelerinden Taviz Vermek Anlamına Geldiğini Söylediğini Belirten Çelik, Şöyle Devam Etti:

“Helalleşme Dediğinizde Bir De Bunun Karşı Tarafı Vardır. Helalleşmenizi Kabul Edecek Kesimlerin Buna Ne Değerlendirmede Bulunacağı Önemlidir. Örneğin Yassıada’da Şehit Edilenlerin Aileleri İle Nasıl Helalleşecekler? Çeşitli Vesayet Dönemlerinde, O Darbelere Destek Vererek, Açık Beyanlarla Bu Ülkeye Yaşatılmış Acılarla Nasıl Helalleşecekler? 28 Şubat Döneminde Ve Başka Dönemlerde Pek Çok Genç Kızın, Eğitim Hayatını Karartan Bir Takım Siyasetlerle Nasıl Helalleşecek? O Dönemlerde Gençler Hayatlarını Kaybettiler, Geleceklerini, Umutlarını Kaybettiler. O İnsanlarla Nasıl Helalleşmeyi Düşünüyorlar? Suriye’deki ‘YPG/PYD Bize Saldırmaz Dedikleri’ O YPG/PYD’nin Türkiye Cumhuriyeti Sınırlarında Terör Devleti Kurulmasına Karşı Mücadele Eden Kahraman Askerleriyle Nasıl Helalleşecekler. Bütün Bunlar Büyük Meselelerdir. Rahmetli Menderes’in Ve Arkadaşlarının Aziz Hatırasını Halen Yüreğinde Yaşatan, Bundan Dolayı İncinmiş Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları İle Nasıl Helalleşecekler? Defalarca Cumhurbaşkanımıza İftira Attılar, Cumhurbaşkanımızla İlgili Olarak Defalarca Bu İftiralardan Dolayı Mahkum Oldular. Cumhurbaşkanımızla Nasıl Helalleşecekler?

Helalleşme Kültürümüzün En Kıymetli, En Önemli Kavramlarından Bir Tanesidir. Birisi Helalleşeceğim Dediği Zaman Ne Olursa Olsun Saygı Duyarız Ve Bir An Dönüp, ‘Ne Diyecek, Nasıl Bir Tavır Ortaya Koyacak’ Diye Düşünürüz. İçimizden De Şu Geçer, ‘Keşke Gerçek Bir Şekilde Bunu Yapsa Bir Takım Acıları Geride Bırakmak, Bir Takım Umutları Oluşturmak İçin Yeni Bir İmkan Ortaya Çıksa’ Diye Umut Ederiz Ve Halis Bir Şekilde Bunun Olmasını Dileriz Ama Maalesef Bu Bir Türlü Gerçekleşmiyor.”

“YAKINANLARIN İTİRAZ ETMELERİ DIŞINDAKİ ÖNERİLERİNİN GÖRÜLMESİ LAZIM”

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek’in Cumhurbaşkanı Seçilmek İçin Gereken Yüzde 50+1 Oy Şartına İlişkin Açıklamalarını Nasıl Değerlendirdiğinin Sorulması Üzerine Çelik, Sistem Tartışmalarına Birden Bire Gelinmediğini İfade Etti.

Çelik, “Bugün Parlamenter Sistemin Yanlısı Olarak Konuşan Pek Çok Siyasetçi, Türkiye’de Parlamenter Sistem Varken Cumhurbaşkanlığını, Başbakanlığın Üstünde Bir Vesayet Kurumu Gibi Görüyordu. Anayasa’nın Üstünde Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni Görüyordu. Askeri Vesayeti De Sivil Siyaset Üzerindeki Bir Denetleme Mekanizması Görüyordu.” Dedi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin De Parlamenter Sistemin De Meşru Olduğuna, Sistemler Arasında Bir Meşruiyet Yarışı Yapılamayacağına Dikkati Çeken Çelik, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:

“Bugün Parlamenter Sistem Savunuculuğu Yapanların Pek Çoğu Ve Ait Oldukları Zihniyet, Türkiye’de Parlamenter Sistem Varken Parlamenter Sistemin Rahat Nefes Almasına İmkan Vermediler, Soluk Almasına İmkan Vermediler, Zehirlediler. Askeri Vesayet Ya Da Yargı Vesayetiyle Sakatladılar. Birdenbire Parlamenter Sistem Konusunda Bir Aydınlanma Yaşamışlarsa Ve Hidayete Ermişlerse Hadi Bunu Da Olumlu Karşılayalım Ama Ben Çok İyi Hatırlıyorum, Parlamenter Sistem Varken Yeni Anayasa Yapma Çalışmaları Sırasında AK Parti Ödevlerini Meclis Komisyonuna Zamanında Teslim Ederken, CHP Hiçbir Zaman Zamanında Teslim Etmemişti. Büyük Bir Parlamenter Sistem Tecrübemiz Var Deniyor. Bu Parlamenter Sistem Tecrübesi Böyle Kesintisiz Ve Total Bir Tecrübe Değil, Defalarca Darbelerle Sakatlanmış, Sivil Siyasetin Bertaraf Edilmesiyle Sivil Siyasetin Üzerinden Tankların Geçmesiyle Bu Tank Geçişlerine De Sivil Siyasetçi Olması Gerekenlerin Verdiği Destekle Yok Edilmiş Bir Gelenektir. Parlamenter Sistem, Bir Tek AK Parti’nin İktidar Yılları İçerisinde Parlamenter Sistem Yürürlükte İken Güçlü Bir Şekilde Uygulandı. Sistemin De Ona Cevabı AK Parti’ye Kapatma Davası Açmak Oldu.”

Çelik, Denge Ve Denetleme Mekanizmaları; Yasama, Yürütme Ve Yargı İlişkileri Ve Seçim Sistemi Açısından Problem Varsa Bunların Düzeltilmesi İle İlgili Tekliflerin Görüşülmesi Gerektiğini Belirterek, “Şimdiye Kadar Kapsamlı Bir Şekilde Şu Anki Sisteme Eleştiri Getirenlerin Denge, Denetleme Mekanizmaları Konusundaki Görüşlerinin Ne Olduğunu Kapsamlı Şekilde Duymadık. Yürütme, Yargı İlişkileri Açısından Nasıl Önerileri Olduğunu Kapsamlı Bir Şekilde Duymadık. Sadece Negatif Bir Eleştiri Var. Dolayısıyla Buradaki Mesele Siyasetin Yapıcı Alanını Sağlamak. Önümüzdeki Seçimlere Bu Sistemle Gidilecek. Yakınanların İtiraz Etmeleri Dışındaki Önerilerinin Görülmesi Lazım.” İfadesini Kullandı.

“KURGU, PROVOKASYON YOK. KAMERALARIN ÖNÜNDE GERÇEKLEŞEN BİR OLAY VAR”

Çelik, İYİ Partili Lütfü Türkkan’ın Şehit Ailesine Küfretmesi Ve Ardından Bu Konuya İlişkin Millet İttifakı’ndan Gelen Açıklamaların Sorulması Üzerine, Bugün AK Partililerin MKYK’da Şehitler Ve Şehit Ailelerinin Yanında Olduğuna Dair Beyanlarını Ortaya Koyduğunu Söyledi.

Bu Çirkin Eylemi Bir Kere Daha Lanetleyen Ve Kınayan Bir İradenin AK Parti MKYK’sında Bir Kere Daha Ortaya Çıktığını Belirten Çelik, Şöyle Devam Etti:

“Burada Tabii Üzücü Olan Şudur, Söz Konusu Bu Küfrü, Hakareti Eden Kişi Bile Önce İnkar Etti Sonra Kabul Etti. Önce ‘Böyle Bir Şey Yok, Bu Bir Provokasyon’ Dedi. Daha Sonra Da ‘Yapmamam Gereken Bir İş Yaptım.’ Dedi Ama Bu Hakareti Yaptığı Aileyi Dışta Tutarak, Kendisine Mazeret Üreterek Bunu Yaptığı İçin Bir Özür Bile Dilemedi. Onun Sonrasında CHP ‘Bu Bir Provokasyondur.’ Dedi. Başkalarından Da ‘Provokasyondur.’ Diyen Açıklamalar Geldi. Şu Ana Kadar Da Bunun Nasıl Bir Provokasyon Olduğuna Dair Hiçbir Şey Söyleyemediler Ama Esas Mesele Şudur, Yani ‘Provokasyondur’ Diyerek O Çirkin İfadeyi, O Küfrü Meşrulaştırma Ya Da Ona Mazeret Bulma Gibisinden Bir Yaklaşım İçerisine Giriyorlar. Bu Çok Sakıncalıdır.

Ben Uzun Zamandır Türk Siyasetinde Doğrusunu Söylemek Gerekirse Bu Kadar Açıktan Bir Küfrün, Bir Hakaretin Savunulduğunu Görmedim, Hatırlamıyorum. Burada Net Bir Tutum Var. Bu Yanlış Bir Davranıştır, Kınanması Gereken Bir Davranıştır. Yüce Meclisin Çatısı Altında Görev Yapan Birisinin, Yüce Meclisin Üyesi Olma Sıfatıyla Bağdaşmayan Bir Yaklaşımdır. Kınanması Ve Lanetlenmesi Gerekir. Diyelim Ki Bir Başka Olay Oldu, Hakikaten De Birileri Kurgu Yaptı Ve Onun Neticesinde Birisi Küfür Etti. Diyelim Ki Böyle Bir Kurgu Olsa Buna Rağmen Bu Küfür Meşru Mudur? Ki Burada Kurgu, Provokasyon Yok. Herkesin Önünde, Kameraların Önünde Gerçekleşen Bir Olay Var. Bir Şehit Ailesinden Özür Dilemek Bu Kadar Zor Mudur? Bu Kadar Provokasyon Labirentlerinde Dolaşmayı Gerektiren Mazeret Nedir? Net Bir Durum Var Ortada. İttifak Halinde Bunun Meşrulaştırılmaya Ve Mazur Görülmeye Çalışılması Siyasi Ahlakla Bağdaşmayan Bir Şey.”

Çelik, AK Partili Naci Bostancı’nın Görev Değişikliğine İlişkin Soruya, “Bu Tarz Değişiklikler Normal. Naci Bey 2023 Seçimlerine Giderken Seçim Çalışmaları İçerisinde Yer Almak Üzere Yeni Görev Üstlenecek. Bu Çerçevede Bir Yaklaşımdır, Kendi İradesiyle Gerçekleşmiştir.” Dedi.

“BU MESELE TOPLUMUN BÜTÜN HÜCRELERİYLE SEFERBERLİK İLAN ETMESİ GEREKEN BİR MESELE”

Akşam Gazetesi Yazarı Hüseyin Besli’nin Alevilerle İlgili Yayınlanan Yazısının Sorulması Üzerine Çelik, Bu Yazıdaki İfadeler Ve Başka İfadeleri Hiçbir Şekilde Kabul Etmediklerini, Kökten Reddettiklerini Vurguladı.

Alevi Ve Kürt Vatandaşları İncitecek Her Türlü Beyanın Karşısında Durduklarını, Durmaya Da Devam Edeceklerini Dile Getiren Çelik, “Dolayısıyla Bunların Ortaya Çıkardığı Tablo, Hiçbir Şekilde Mazur Göreceğimiz Bir Tablo Değildir. Bu Meselede Bir Kere Daha Alevi Vatandaşlarımıza Buradan Hürmetlerimizi, Saygılarımızı İfade Ediyoruz.” Diye Konuştu.

Ömer Çelik, Başak Cengiz Cinayetine İlişkin Soruyu, “Tabii Ki Bu Can Kaybı Çok Yaralayıcı Ama Bunu Daha Artıran Şey Bir Caninin Elinde Bir Kılıçla ‘Sadece Savunmasız Olduğu İçin Onu Öldürdüm.’ Demesi. Gencecik Bir Kardeşimiz Hayatını Böyle Kaybetti.” Şeklinde Yanıtladı.

Bu Zihniyetin Sokaklarda Dolaşmasının Daha Çok Teyakkuz Üretmeyi Gerektirdiğine İşaret Eden Çelik, Şöyle Konuştu:

“Kadın Cinayetleriyle İlgili Yapılan Çalışmalar Bu MKYK’da Da Değerlendirildi. Bütün Tedbirler Gözden Geçirildi. Yasal Açıdan, Emniyet Açısından Çok Güçlü Bir Şekilde Bunların Önlenmesi İçin Çalışmalar Yapılıyor Ama Esas Mesele Birisi Sokağa Çıkmış, Birden Bire Böyle Bir Karar Vermiş Ve Karşısına Çıkan Genç Bir Kadını Öldürmüş, Bu Zihniyet Ve Bu Zihniyetin İp Uçlarıyla Mücadele Etmek. Buna Karşı Bir Bilinçlenme, Toplumun Bütün Hücreleriyle Bir Seferberlik Oluşturması. Sadece Yasal Tedbirlerle Emniyet Tedbirleriyle Halledilemeyecek Bir Mesele Bu. Dünyanın Her Yerinde Maalesef Bunlarla Karşı Karşıya Kalıyoruz. Siyaset Meselesi Değil. Bu Konuda Çalışan Sivil Toplum Örgütleri, Kadın Örgütleri, Siyasi Partiler Bütün Bileşenlerin Bir Araya Gelerek Çok Yönlü, Eğitimden Kullandığımız Medya Diline, Filmlerde Genç İnsanlara Verdiğimiz Mesajlardan, Kadınlara Dönük Verdiğimiz Mesajlardan, Şiddetin Çeşitli Popüler Kültür Alanlarında Nasıl Meşrulaştırıldığına Dair Son Derece Geniş Bir Alanda Bununla Mücadele Edilmesi Lazım. Eğitim Ve Bilinçlenme Çalışmaları Yapılması Lazım. Bunun Vakti Geldi De Geçiyor. Bu Mesele Toplumun Bütün Hücreleriyle Seferberlik İlan Etmesi Gereken Bir Mesele.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

MHP İL BAŞKANI GÜR’DEN BAŞAK CENGİZ AÇIKLAMASI: HUKUKİ SÜRECİN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

HIZLI YORUM YAP