DOLAR

32,5421$% 0.26

EURO

34,7521% -0.02

GRAM ALTIN

2.485,21%0,94

ÇEYREK ALTIN

4.248,00%0,30

BİST100

9.524,59%-0,06

BİTCOİN

2066994฿%4.32475

ETHEREUM

99784Ξ%3.15998

a

AK PARTİ SÖZCÜSÜ ÇELİK: SOSYAL MEDYA ŞİRKETLERİ KEYFİ KARARLARLA KAMU OTORİTESİ GİBİ DAVRANIYORLAR

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Sosyal Medya Şirketleri Birer Özgürlük Mecrası Olarak Ortaya Çıktılar Ama Keyfi Kararlarla Kamu Otoritesi Gibi Davranıyorlar" Dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Partisinin MYK Gündemine İlişkin Açıklamalarda Bulundu.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Boğaziçi Üniversitesi, Hepimizin Göz Bebeği Bir Üniversite, Türkiye’nin En Büyük Kazanımlardan Bir Tanesi. Dolayısıyla Bundan Sonrasında Artık Eğitim-Öğretim Hayatının Orada Sağlıklı Bir Şekilde İşlemesine Odaklanmak Gerektiği Herkesin En Önemli Hassasiyeti Olmalıdır.” Dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi’nde, Cumhurbaşkanı Ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı Devam Ederken Basın Toplantısı Düzenledi.

MYK Toplantısında Kongre Süreci Ve Çalışmaların Ele Alındığını Aktaran Çelik, Ekonomi, Teşkilat Çalışmaları, İç Ve Dış Politikalar Konusunda Değerlendirilmelerin Yapıldığını Belirtti.

Çelik, Çocuklarının Dağa Kaçırılmasından HDP’yi Sorumlu Tutan Diyarbakır Annelerinin 3 Eylül 2019’da Başlattığı Oturma Eyleminin 526’ncı Gününe Girdiğini Anımsatarak, Şunları Söyledi:

“Bu Eyleme Katılan Evlatlarına Kavuşmak İçin Bu Eylemde Bulunan Annelerin Yaklaşık Olarak Aile Sayısı 200’ü Buldu. Aynı Şekilde 22 Haftadır Da Şırnak’taki Anneler Bu Eylemleri Vicdan Nöbetini Ortaya Koyuyorlar. Bu Vicdan Eyleminde Çocuklarına Kavuşanların Yaşadıkları Mutluluktan Büyük Bir Memnuniyet Duyduğumuzu İfade Etmek İstiyoruz.”

Çelik, İç Ve Dış Güvenlik Operasyonlarının Yoğun Şekilde Sürdüğüne İşaret Ederek, “Türkiye, Terörle En İlkeli Mücadele Eden Ülkedir, Terör Örgütleri Arasında Hiçbir Ayrım Yapmadan. Maalesef Müttefiklerimiz, Halen Bu Ayrımı Yapmak Ve Bunu Sağa Sola Kabul Ettirmek Konusunda Yanlış Bir Israr İçindedirler. PKK İle Bu Mücadeleyi Sürdürdüğümüz Gibi Aynı Şekilde Geçen Haftalarda DEAŞ’a Göz Açtırmayan Güvenlik Güçlerimizin Çok Önemli Operasyonları Gerçekleştirildi. PKK’nın Yanı Sıra DEAŞ İle İlgili De Önemli Operasyonlar Oldu.” İfadelerini Kullandı.

Boğaziçi Üniversitesindeki Olaylara İlişkin Çelik, Şunları Kaydetti:

“Çeşitli Devletlerin Açıklamalarını Yakından Takip Ediyoruz. Bu Açıklamalarda, Türkiye’nin Egemenlik Hakkına Dönük Olarak Hiçbir Şekilde Kabul Edemeyeceğimiz Birtakım Yaklaşımlar, Birtakım Cümleler Söz Konusu Oluyor. Bunların Hiç Birini Kabul Etmediğimizi Bir Kere Daha İfade Ediyoruz. Genelde Kendi Ülkelerindeki Olaylarla İlgili Detaylı Anlayış Bekleyenler Maalesef Bizim Ülkemizdeki Olaylarla İlgili Olarak Son Derece Kaba Saba Standart Açıklamaları Yapmakla Yetiniyorlar. Türkiye’de Bu Açıklamaların İfade Ettiği Gibisinden Bir Durum Söz Konusu Değil.”

Çelik, Türkiye’de Eylemlerde Olduğu Gibi Boğaziçi Üniversitesi Eylemlerinde De Demokratik Protesto Hakkının Kullanıldığını Vurgulayarak, Şunları Söyledi:

“Hatta Sivil İtaatsizlik Hakkı Kullanıldı Fakat Bir Müddet Sonra Anayasanın, Yasaların Verdiği Yetkiler Çerçevesinde ‘Atanmış Bir Yöneticiyi Biz Yönetici Olarak Kabul Etmiyoruz’ İfadesinin Ötesinde Demokratik Protesto Hakkı Ve Sivil İtaatsizlik Hakkını Da Aşan Bir Biçimde Fiziki Engelleme, Rektörlük Binasını Muhafaza Altına Alma Ve Üniversite Yönetimini Çalıştırmama Gibi Bir Noktaya Gelince Eylemler, Doğal Olarak Buna Güvenlik Güçlerinin Müdahalesi Söz Konusu Olacaktır. Daha Önceki Üniversitelerde Hangi Metotla Rektör Atanmışsa Bu Üniversiteye De Aynı Metotla Rektör Atandı. Daha Önceki Üniversitelerle İlgili Eleştirileri Olanların Bunu Karar Mekanizmalarını İletmek İçin Yapabilecekleri Pek Çok Şey Varken Daha Önceki Konularda Herhangi Bir Şekilde Bunu Bu Şekilde Bir Eylem Dizisi İle Ortaya Çıkmayanların Bu Sefer Bu Atama Yasaldır Ama Meşru Değildir Gibi Argüman Üretmesi Doğru Bir Şey Değil.”

“HEPİMİZİN GÖZ BEBEĞİ”

Boğaziçi Üniversitesi Eylemlerinde, Terörle İltisaklı Bazı Grupların Eylemlerin İçine Girmesi Gibi Meselelere Karşı Son Derece Hassas Olunması Ve Bu Hassasiyetin Korunması Gerektiğini Vurgulayan Çelik, Şöyle Konuştu:

“Aksi Halde Hiç İstemediğimiz Birtakım Durumlar Ortaya Çıkabilir. Nitekim Güvenlik Güçleri De Bunu Sağlamak İçin Elinden Gelen Gayreti Gösteriyor. Bu Tip Meselelerde Herkesin Sağduyu Üretmesi Gerekir. Yani Öğrencilerin İçerisine Bu Grupların Sızması Konusunda İşte Valilik Açıklama Yapıyor, Kimler Ne Kadar Süre İçerisinde Hangi Eylemlere Katılmış Bunların İltisakları Nedir, Bu Grupların Durumları Nedir Gibisinden. Burada Sağduyu Meselesiyle Hareket Etmek Zorunludur. Herkes Demokratik Protesto Hakkını Kullandı. Ondan Sonra Engelleme, İşte Kampüsün Şu Bölümünü İşgal Etme, Rektörü Dışarı Çıkarmayız, Rektöre Hesap Sorarız Gibisinden Yaklaşımlar Demokratik Protesto Kavramı İçine Girmiyor. Boğaziçi Üniversitesi, Hepimizin Göz Bebeği Bir Üniversite, Türkiye’nin En Büyük Kazanımlardan Bir Tanesi. Dolayısıyla Bundan Sonrasında Artık Eğitim-Öğretim Hayatının Orada Sağlıklı Bir Şekilde İşlemesine Odaklanmak Gerektiği Herkesin En Önemli Hassasiyeti Olmalıdır.”

Çelik, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye Twitter Tarafından Uygulanan Sansüre İlişkin, Şunları Kaydetti:

“Daha Önce De Söylediğim Gibi Sosyal Medya Şirketleri, Birer Özgürlük Mecrası Olarak Ortaya Çıktılar Ama Şimdi Kafalarına Göre Yargı Kararı Olmadan Subjektif Kararlarla Keyfi Kararlarla Birer Kamu Otoritesi Gibi Davranıyorlar. Örneğin Şu Soruyu Soralım, PKK/PYD Yöneticilerinin Hesaplarına Resmi Onay Verirken, Mavi Tık Verirken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yöneticileri Niçin Bundan Mahrum Bırakılıyor Bunu Neye Göre Yapıyorsunuz? Şimdi En Son Diyarbakır Annelerinin Eylemlerini Anlatan Twitter Hesabı Engellendi. Buradaki Keyfi Kararın Arkasındaki İlkeler Nedir? ‘Buradaki Keyfi Karar Değil’ Diyorsanız, Bunun Arkasındaki İlkeler Nedir? Hiçbir Şekilde Böyle Bir Şey Gözükmüyor.”

Hollanda’daki Aşırı Sağcı Siyasetçi Geert Wilders’ın En Büyük Nefret Suçu Üreticisi Ve En Büyük Nefret Siyaseti Üreticisi Olduğuna Dikkati Çeken Çelik, Şöyle Devam Etti:

“Peygamberimize, İslam’a Ve Müslümanlara, Göçmenlere Dönük Nefret Suçunun Direkt Merkezine Oturan Tweetlerini Niçin Engellemiyorsunuz? Buna Dönük Bir Engelleme Niye Gerçekleştirmiyorsunuz? Bütün Bunları Yaparken De Hangi Mahkeme Kararı Ya Da Hangi İlkeler Bütününe Göre Hareket Ediyorsunuz? Bu Kararı Verenler Neye Göre Hareket Etmiş Oluyorlar Bunların Net Bir Şekilde Bilinmesi Lazım. Sosyal Medyalar, Bir Özgürlükçü Mekanizma Olarak Çıktı Ama Şimdi Ulusal İradeleri Aşan Ulusal İradelerle Kavga Eden Milli Egemenlikle Kavga Eden, Hukukla Kavga Eden Birer Mekanizmaya Dönüşmeye Başlıyor. Tabii Bu Arkasından Bir Dijital Faşizm Getirecektir Bir Dijital Diktatörlük Getirecektir. Artık Yeni Mücadele Alanı, Yeni Kriz Alanı Siber Alandır.”

“İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELER, KENDİ MANTIĞI İÇİNDE DEVAM EDECEK”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Yunanistan İle Yapılan İstikşafi Görüşmelere İlişkin, “İstikşafi Görüşmeler, Kendi Mantığı İçinde Devam Edecek. Arzu Ederiz Ki Yunan Tarafı Daha Olumlu Açıklamalar Yapsın, Gerilimi, Tansiyonu Yükseltmek Yerine Daha Pozitif Yaklaşımlar İçine Girsin.” Dedi.

AK Parti Genel Merkezi’nde, Cumhurbaşkanı Ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı Devam Ederken, Basın Toplantısı Düzenleyen Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Verdiği Mesajlarla Bütün Müttefiklerle Yararlı Verimli Bir İlişki Evresine Girmeleri Gerektiğini Net Bir Şekilde İlettiğini Söyledi.

Bu Müttefiklere Fransa’nın Da Dahil Olduğunu İfade Eden Çelik, Türkiye Ve Fransa’nın Çok Eskiden Bu Yana Birer Müttefik Ve Pek Çok Konuda Ortak Siyasetlere İmza Atmış Köklü Bir Tarihe Sahip Olduğunu Belirtti.

“NATO MÜTTEFİKLERİMİZİN BİZİM YANIMIZDA OLMASINI İSTİYORUZ”

Üslup Meselesinin Son Derece Önemli Olduğuna Dikkati Çeken Çelik, Şunları Söyledi:

“Sayın Macron’un En Son Atlantik Konusunda Yaptığı Açıklamalar, Sayın Cumhurbaşkanımızın Liderliğinde Yürüyen Türk Dış Politikası İle İlgili Olarak, İşte Karabağ’da, Suriye’de, NATO’ya Karşı Olduğumuz Gibisinden Yaklaşımları Doğru Bulmamız Mümkün Değil. Daha Hassas Bir Yaklaşım Bekliyoruz. Bu Hassasiyetimizi Kilit Noktalarından Bir Tanesi Fransa’dan Ya Da Başka Bir Müttefikimizden Hiçbir Şekilde PYD Ya Da PKK’yı Meşrulaştıracak Bir Söylemin Olmamasıdır. Makron Son Açıklamalarında PYD’den ‘Bizim Uzantımız’ Diye Bahsediyor. Bunu Anlamak Hiçbir Şekilde Mümkün Değil. Bizim Mücadele Ettiğimiz Şey, Terör Örgütüdür. NATO Müttefiklerimizin Bizim Yanımızda Olmasını İstiyoruz.”

“Makron Kendisine ‘Libya’daki Türk Askeri İşgalini Bitirmek, Türk Askerini Oradan Çıkarmak’ Gibisinden Bir Hedef Koyuyor. Bu Çok Yanlış Bir İfade.” Diyen Çelik, Meşru Libya Devletinin Daveti Üzerine Türk Askerinin Libya’da Olduğunu Bildirdi.

Çelik, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:

“‘Türk Askeri, Orada Olmasın’ Demenin Manası, ‘Hafter, Katliamlarını Serbestçe Yapsın’ Demektir. Eğitici Güç Olarak Oradayız. BM’nin Desteklediği Meşru Yönetimi Desteklemek Üzere Oradayız. Bu Konularda Son Derece Sağduyulu Açıklamalar Yapılması Gerekir. Bu, Beraber Yürüteceğimiz Müttefikliğe Yakışan İşlerin Yapılması Açısından Son Derece Elzemdir. Sürekli Olarak Cumhurbaşkanımızı Ve Türkiye’nin Politikalarını Karşıya Alan Bir Yaklaşım NATO Müttefikliği Ve Köklü İlişkilerle Bağdaşmıyor.”

LİBYA VE SURİYE

Çelik, Son Olarak Afrin, Azez, Tel Abyad, Ve El Bab’da Meydana Gelen Saldırılarda 20’ye Yakın Sivilin PYD/YPG Unsurlarınca Öldürüldüğünü, Bunun Kabul Edilemez Olduğunu, Türk Askerinin De Buna Mukabelede Bulunduğunu Söyledi.

Libya Ve Suriye’deki Süreçleri De Yakından Takip Ettiklerini Anlatan Çelik, “Libya’da Yapılan Seçimler, Başkanlık Konseyinin Ve Başbakanlığın Ortaya Çıkması Son Derece Önemli Bir Aşamadır. Maalesef Suriye’de Anayasa Komitesinin Cenevre’deki Beşinci Toplantısı Rejimin Uzlaşmazlığı Yüzünden Başarılı Olamamıştır. Suriye’deki Kardeşlerimizin Yanında Olmaya Devam Edeceğiz.” İfadelerini Kullandı.

Çelik, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, 1967’den Bu Yana İsrail İşgali Altındaki Doğu Kudüs Dahil, Topraklarda Kendisinin Yargı Yetkisinin Bulunduğunu Açıkladığını, Bunun Son Derece Önemli Olduğunu Bildirdi.

Türkiye’nin İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanlığı Sırasında BM Genel Kurulu’nda Öncülük Yaparak Filistin Halkına Korunma Sağlamasına İlişkin Kararın Hayata Geçirilmesine Katkı Sağladığını Anlatan Çelik, “Uluslararası Ceza Mahkemesinin Bu Açıklaması Orada İsrail Tarafından Yapılan Bazı Zulümlerin Durdurulması Açısından Hayati Rol Oynayacaktır. Bu Kararı Memnuniyetle Karşıladığımızı İfade Ediyorum.” Dedi.

Bu Yılın, Türkçe Açısından Son Derece Önemli Olduğunu Aktaran Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İmzasıyla 2021 Yılının “Yunus Emre Ve Türkçe Yılı” Olarak Kutlanmasına İlişkin Genelge Yayınlandığını Söyledi.

Yunus Emre’nin Vefatının 700. Yılı Münasebetiyle UNESCO Tarafından Anlama Ve Kutlama Yapılacağını Belirten Çelik, “Türkiye’de ‘Dünya Dili Türkçe’ Adı Altında Türkçemizin Kutlandığı, Bütün Dünyada Gündeme Getirildiği Bir Dönemi Hep Beraber İdrak Etmiş Olacağız.” İfadesini Kullandı.

KONGRE SÜRECİ

Çelik, Kongrelerle İlgili Sürecin Devam Ettiğini, Ay Sonuna Kadar Bütün Kongreleri Tamamlayacaklarını, Ondan Sonra Da Büyük Kongre Sürecinin Başlayacağını, Pandemi Tedbirlerine Dikkat Ederek Süreci Tamamlayacaklarını Dile Getirdi.

Bir Gazetecinin, “Boğaziçi Üniversitesine ABD El Koyabilir Şeklinde Haberler Çıktı. Buna İlişkin Değerlendirmeniz Nedir?” Sorusu Üzerine, “Bu Tip Haberlerin Gazetecilikle Alakası Yok. Bazen Bu Tip Haberleri Yaparken Bunu Temenni Mi Ettiği Yoksa Haber Mi Yaptığı Birbirine Karışıyor. Türkiye Egemen Bir Devlettir. Böyle Bir Haberin Yapılmasının İdrak Ve İzanla Da İlgisi Yoktur. Boğaziçi Üniversitesi, Türkiye’nin En Önemli Üniversitelerinden Bir Tanesidir. Yabancı Bir Devleti Bu İşin İçine Karıştırarak Bu Şekilde Haber Yapmak Bile Yadırganması Gereken Bir Durumdur.” Değerlendirmesinde Bulundu.

YUNANİSTAN İLE GÖRÜŞMELER

Yunanistan İle Yapılan İstikşafi Görüşmeler Ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in KKTC’de Türk Askeri Varlığına İlişkin Sözlerinin Sorulması Üzerine, Çelik, İstikşafi Görüşmelerin Sağlıklı Şekilde Yürümesi İçin Hassasiyet Göstermeye Çalıştıklarını Vurguladı.

Daha Önce Görüşmeler Güçlü Bir Şekilde Devam Ederken Yunanistan’ın Olumsuz Yaklaşımıyla Durduğunu Anımsatan Çelik, Şunları Kaydetti:

“Bunca Yıl Sonra Görüşmeler Başladı. Herkesin Gündemi İyi Değerlendirmesi Ve Gündeme Katkı Sağlaması Beklenir. Müttefiklerimiz, Dostlarımız Cumhurbaşkanımız İle Görüştüklerinde Yunanistan İle Olan Pozitif Gündemden Memnun Olduklarını Söylüyorlar. Türkiye’nin Bu Gündeme Katkı Yapması Gerektiğini Söylüyorlar. Türkiye, Bu Gündeme Yapabileceği En Olumlu Katkıyı Yapıyor. Asıl Müttefiklerimizin Ve Avrupalı Dostlarımızın Yunanistan’a Telkinde Bulunmaları Gerekir. Yunanistan, Bu Radikal Dil Kullanımından Vazgeçmelidir. Türk Askeri Kıbrıs’ta İşgal Gücü Değildir, Barış Gücüdür. Türk Askerinin Oradaki Varlığı Kalıcıdır, Türk Askeri Oradan Çekilmeyecek. İşgal Gücü Olarak Nitelendirilemez Türk Askeri. Ne Garantörlüğün Modası Geçti Ne De Türk Askerinin Orada Bulunmasının Sebepleri Ortadan Kalktı. Doğu Akdeniz’deki Gaz Kaynaklarını Bile Paylaşmak İstemeyen, KKTC’de Kardeşlerimizle Eşit İki Egemen Toplum Olarak Yaşamak İstemeyen, Eşit İki Egemen Devlet Düşüncesine Karşı Çıkan Bir Yaklaşım Bizzat Rum Kesimi Tarafından Resmen İfade Ediliyor.”

Çelik, Daha Önce Doğu Akdeniz’deki Gaz Kaynaklarıyla İlgili Problemin Çözülmesi İçin Bir Mekanizma Kurulmasını İstediklerini Ancak Bunu Kabul Etmediklerini İfade Etti.

Rum Tarafı Ve Yunan Tarafının Sürekli Hiçbir Şey Vermeden Her Şeyi Almak İstediğini, Türk Tarafının Egemenlik Haklarını Gasbetmek İstediğini, Türk Tarafından Toprak İstediğini Anlatan Çelik, Şunları Söyledi:

“Her Seferinde Rum Kesimi Yüzünden Müzakereler Tıkanıyor. Onların Maksimalist Taleplerine Rağmen. Asıl Modası Geçmiş Olan Bu Döngüdür. Modası Geçmiş Olan Bu Şekilde Masa Kurulmasıdır. Artık Bu Şekilde Masa Kurulmasının Ve Bu Mantıkla Müzakere Yapılmasının Varacağı Hiçbir Yer Yoktur. Artık İki Devletli, İki Eşit Devlete Dayanan Müzakere Modeli Masaya Gelmelidir Ve Bu Ciddi Bir Şekilde Müzakere Edilmelidir. Bu Açıklamalardan Görüyoruz Ki Niyet Orada Barış Sağlamak, Bir Arada Yaşama Modeli Oluşturmak Eşit İki Egemen Topluma Dayalı Bir Model Ortaya Koymak Değil. Buradaki Maksat KKTC’yi Gasbetmek. Bu Ne KKTC Ne De Türkiye Cumhuriyeti İzin Verecek. İstikşafi Görüşmeler, Kendi Mantığı İçinde Devam Edecek. Arzu Ederiz Ki Yunan Tarafı Daha Olumlu Açıklamalar Yapsın, Gerilimi, Tansiyonu Yükseltmek Yerine Daha Pozitif Yaklaşımlar İçine Girsin. Maalesef Miçotakis, Anastasiadis İle İsrail’e Gitmeden Önce Yaptığı Toplantıda Maalesef Bu Şekilde Bir Açıklama İçine Girdi. Açıklamanın Tamamını Reddediyoruz.”

“TÜRKİYE’NİN GERÇEK VE SİVİL BİR ANAYASAYA KAVUŞMA HEDEFİNDEN TÜRKİYE’Yİ UZAKLAŞTIRMAMAK GEREKİR”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Yeni Anayasa Çalışmalarına İlişkin “Türkiye’nin Gerçek Ve Sivil Bir Anayasaya Kavuşma Hedefinden Türkiye’yi Uzaklaştırmamak Gerekir. Bu Konuda Pozitif Yaklaşmak Gerekir.” Dedi.

Anayasa Çalışmaları Konusunda Bir Soru Üzerine Ömer Çelik, “Zaman Zaman Meclis Başkanları İnisiyatif Aldılar Ve Partiler Arası Temaslar Oldu. 2011’de Benim De Başında Olduğum AK Parti Heyeti, Partilerin Hepsini Ziyaret Etmişti. Bu Konuda Görüşmeler Yapmıştık, Bütün Partilere Gitmiştik. Nasıl Bir Anayasa İstediğimizi, Nasıl Bir Metot İstediğimizi Onlarla Tartışmıştık. Daha Sonrasında Da Meclis Başkanlarının İnisiyatifine Bu Süreçler Yürüdü.” Yanıtını Verdi.

Yürütülen Süreçte AK Parti’nin Üzerine Düşen Bütün Sorumlulukları Yerine Getirdiğini Belirten Çelik, “Fakat Maalesef O Zaman Katılımcılardan Bazıları Bunu Yapamamışlardı. Hatta O Zaman Çok İyi Hatırlıyorum, Bugün ‘Parlamenter Sisteme Dönelim’ Diyenler, O Zaman Parlamenter Sistemle İlgili Olarak Yapılan Çalışmalarda Doğru Düzgün Bir Kuvvetler Ayrılığı Sistemi, Doğru Düzgün Bir Denge Denetleme Sistemi De Getirememişlerdi.” Dedi.

Zaman İçinde Parlamenter Sistem Varken, Vesayetten Yana Olanların, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne Geçildiğinde “Parlamenter Sistem” Diyerek Konuyu Başka Bir Yere Çekmeye Çalıştığını Dile Getiren Ömer Çelik, Şöyle Devam Etti:

“Cumhurbaşkanı, Halk Tarafından Seçiliyor. Millete Verilmiş Bir Yetki, Milletten Geri Alınamaz. Dolayısıyla ‘Cumhurbaşkanının Halk Tarafından Seçilmesi’ Demek Son Derece Güçlü Bir Cumhurbaşkanının Söz Konusu Olması Demektir. O Zaman Başbakan Da Seçildiği İçin Bunun Türkiye’ye Yaratacağı Sıkıntılar Herkesin Zaten Ortak Noktası. Parlamenter Sistem İçindeki Krizler De Ortak Noktasıydı. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Makamının Halk Tarafından Seçilmesinden Sonra Artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Gibi Başkanlık Sistemine Geçiş Bir Zorunluluk Haline Geldi. Hem Bu Krizlerin Gitmesi Hem İstikrarın Sağlanması Açısından.

Kuvvetler Ayrılığıyla İlgili, Denge Denetleme Sistemleriyle İlgili, Temel Hak Ve Hürriyetlerle İlgili Gündemler Oluyor. Partilerin Bununla İlgili Hazırlığı Nedir? Mesela Kuvvetler Ayrılığı Konusunda Her Hafta Eleştiri Yapan Partiler Nasıl Bir Kuvvetler Ayrılığı İstiyorlar? Ya Da Meclisin Rolünün Farklı Olması Gerektiğini Söyleyenler Meclise, Hükümete Nasıl Bir Rol Biçiyorlar? İdarenin Hızı, İdarenin Kuvveti İle Meclisin Kuvveti Arasında Nasıl Bir Denge Denetleme Sistemi Görüyorlar? Temel Hak Ve Hürriyetler Konusunda Ve Dünyadaki Yeni Gelişen Haklar Konusunda Kimler, Nasıl Yaklaşımlar Ortaya Koyuyor? Bunların Vatandaşımızın Önünde Şeffaf Bir Şekilde Tartışılması Gerekir.”

“ANAYASA, DEVLETİN KURUCU BELGESİ OLAN SİYASAL BİR METİNDİR”

AK Parti Ya Da Cumhur İttifakı Olarak Yapılacak Çalışmalarda, Tek Başlarına Yapacak Güçleri Olsa Bile En Geniş Uzlaşmayı Her Zaman Arzu Ettiklerini Vurgulayan Çelik, “Anayasa, Hukuki Bir Metin Olsa Da Devletin Kurucu Belgesi Olan Siyasal Bir Metindir. Dönemin Ruhunun Bazı Özelliklerini Taşısa Da Geleceğe Taşıyan, Bir Bakıma Gelecek Dönemlerin Nüfus Cüzdanı Niteliğindedir. Dolayısıyla Buna Herkesin Pozitif Katkı Yapması Gerekir.” Dedi.

Anayasa Konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İfadelerinin Ardından Bir CHP Genel Başkan Yardımcısının, “Biz Masaya Oturmayız, Bunu Kabul Etmeyiz.” Dediğini Anımsatan Ömer Çelik, Şöyle Devam Etti:

“Gerçi, Parti Sözcüsü De ‘Herkesle Görüşürüz’ Gibisinden Bir Açıklama Yaptı. Tabii Bu Konuların Netleşmesi Gerekiyor. Siyaset Kurumunun Anayasa Meselesi Konusunda Yapacağı İşler, Gelecek Nesillere Borcumuzdur. Herkes, Türkiye’de Darbe Anayasasından Yakınır, Eleştiri Getirir. Fakat Sivil Siyaset Maalesef Geçmişteki Tartışmalar Da Bunu Gösterdi Ki Sıfırdan Bir Anayasa Yapma Mükellefiyetini Yerine Getirmemiştir.

Dolayısıyla Bugün Siyaset Yapan Kim Varsa, Onların, Hepimizin Gelecek Nesilleri Yeni Bir Anayasa Borcumuz Vardır. Gelecek Nesiller Bunu Hak Ediyorlar. Bu Şekilde, Sonrası Düzeltilmiş, Bozunca Başka Yere Düzeltilmiş Şeklinde Bir Anayasa Yapmanın Ötesinde Türkiye’nin Hem Anayasal Birikimi Vardır. Çok Eski Anayasal Birikime Sahip Devletlerden Bir Tanesidir Türkiye. Bu Konuda Yetkin Hukukçuları Vardır, Siyasi Partilerde Birikim Vardır. Örneğin Arkadaşlarımızla Çok Uzun Yıllar Boyunca Kesintisiz Bir Şekilde Anayasa İle İlgili Toplantılar Yaptık. Siyasetin Bakışıyla Hukukun Bakışı Arasındaki Konuları Bir Araya Getirmeye Çalıştık. Dolayısıyla Düşünülmesi Gereken Şey Şudur, Ta Baştan Şart Koşmak Yerine, Ta Baştan Sistem Tartışmasıyla Meseleyi Kilitlemek Yerine Nihayetinde Sistem Tartışmasına Vatandaşımız Karar Vermiş. Referandumdan Geçmiş.”

“GERÇEK BİR ANAYASAYA KAVUŞMA HEDEFİNDEN TÜRKİYE’Yİ UZAKLAŞTIRMAMAK GEREKİR”

Cumhurbaşkanlığı Makamını Halkın Seçtiğini Anımsatan Çelik, “Bütün Bu Gerçekler Ortadayken Gerçeklere Karşı Bir Koşul Öne Sürerek Türkiye’nin Gerçek Ve Sivil Bir Anayasaya Kavuşma Hedefinden Türkiye’yi Uzaklaştırmamak Gerekir. Bu Konuda Pozitif Yaklaşmak Gerekir.” Dedi.

Vatandaşların, Her Partinin Temel Hak Ve Hürriyetlere Yaklaşım Konusunda, Kuvvetler Ayrılığı Konusunda Ve Denge Denetleme Sistemleri Konusundaki Görüşlerini Duymak İsteyeceğini Belirten Çelik, Şunları Kaydetti:

“Vatandaşlarımızın Önünde Gerçekleşmesi Gerekir. O Zaman Türkiye Odalar Borsalar Birliği Başkanlığında Sivil Toplum Kuruluşları Da Anadolu’ya Gitmişti. Çeşitli Anayasa Toplantıları, Çalışmalar Yapılmıştır. Çünkü Esas Mesela Anayasa İle İlgili Taleplerinin Aşağıdan Yukarıya Doğru Oluşmasıdır. Devlet Milletin Devletidir. Dolayısıyla Milletin Arasındaki Toplumsal Mutabakatı Gösteren, Milletin Arasındaki Bir Arada Yaşama İradesini Gösteren, Gelecek Nesillerin Daha İyi Koşullara Kavuşmasını Sağlayacak Toplumsal Mutabakatın Şifrelerinin Ne Olması Gerektiğini Gösteren Bir Yol Haritasıdır. Yeni Sivil Anayasanın Bu Şekilde Değerlendirilmesi Gerekir.

Siyaset Yapan Herkesin Vatandaşlarımıza, Milletimize, Ülkemize Ve Gelecek Nesillere Yeni Anayasa Borcu Vardır. Bu Borcu Ödemek İçin Elimize Geçen Bu Fırsatı, Hepimizin En Pozitif Şekilde, En Duyarlı Şekilde, En Hassas Şekilde Değerlendirmemiz Sağlıklı Olacaktır.”

“GRUBUMUZ TAVRINI ORTAYA KOYACAKTIR”

Enis Berberoğlu İle İlgili Yargı Kararına İlişkin Bir Soru Üzerine Ömer Çelik, “Yargı Kurumları Karar Veriyor, Yargı Mekanizması İşliyor. Dolayısıyla Yüksek Mahkeme Karar Vermiş, Yerel De Belli Mekanizmalar Harekete Geçmiş. Dolayısıyla Bizim Bu Süreçle İlgili Söyleyeceğimiz Bir Şey Yok. Ondan Sonra Yüce Meclise Bir Görev Olarak Düşen Konular Geldiği Zaman Grubumuz Değerlendirmesini Yapacak Ve Tavrını Ortaya Koyacaktır. Onun Dışındaki Yargısal Süreçtir.” Yanıtını Verdi.

“CUMHUR İTTİFAKI İLE BERABER OLMAK HERKESE NASİP OLMAZ”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Üyeliğinden İstifa Eden Muharrem İnce’nin Cumhur İttifakı’na Yönelik Açıklamaları Konusunda, “Cumhur İttifakı İle Beraber Olmak Herkese Nasip Olmaz. İttifak Kendi Yolunda Güçlü Şekilde Devam Ediyor.” Dedi.

Muharrem İnce’nin CHP’den İstifası Ve Açıklamaları Sorulan Çelik, “Siyasette Cumhur İttifakı’ndan Bahsederken ‘Asla Ve Asla Yapmayacağımız Şey Cumhur İttifakı İle Beraber Olmaktır’ Demek Tabii Herkesin Kendi Bileceği Bir İş. Ben Sadece Şunu Söylerim; Cumhur İttifakı İle Beraber Olmak Herkese Nasip Olmaz. Zaten Bu İrade Meselesidir, Nasip Meselesidir. Herkes Kendi Kararını Kendisi Verir.” Değerlendirmesinde Bulundu.

Cumhur İttifakı’nın Kendi Yolunda Güçlü Şekilde Devam Ettiğine Dikkati Çeken Çelik, MHP’nin Kuruluş Yıl Dönümü Olduğunu Hatırlatarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli İle Tüm MHP Camiasına Tebriklerini İletti.

CHP’deki İstifaları Ve Sonrasında Yapılan Tüm Açıklamaları Yakından Takip Ettiklerini Aktaran Çelik, Şöyle Konuştu:

“Bu Gelişmeler Olduğu Zaman Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne Haksız Ve Maalesef Ahlak Dışı Bir Şekilde ‘Saray’ Diyenler Hemen ‘Acaba Bu Gelişmelerin Arkasında Cumhurbaşkanımız, Partimiz Ya Da Hükümetimiz Var Mı?’ Gibisinden Bir Tavır İçerisine Giriyorlar. Zaten Kendisinin Partisinden Birileri İstifa Ettiği Zaman Birileri Çıkıp Da Bunu Bize Bağlıyorsa Aslında Bu Ne Kadar Zayıf Ve Kırılgan Olduklarını Gösteriyor. Yani Biz Böyle İstediğimiz Yerden, İstediğimiz Milletvekilini Sökebiliyorsak, Zaten Bunu Bu Şekilde İddia Eden Birisi Aslında Kendi Partisine Haksızlık Ediyordur. Kendi Partisinin İradesine, Kendi Partisinin Birliğine Haksızlık Ediyordur. Hatırlarsanız Sayın İnce’yi Göstererek Referans Vererek De ‘İşte Saraya Giden CHP’li’ Diye Bir Şey Uydurmuşlardı Aylar Evvel. Bu Tartışma Konusu Olmuştu, Halbuki Böyle Bir Şeyin Olmadığı Ortaya Çıktı.”

“ATATÜRK’ÜN İSTİSMAR EDİLMESİ KONUSUNDAKİ KÖTÜ SİYASİ GELENEK HALA DEVAM EDİYOR”

“CHP’deki İstifaları, Bir Başka Partinin İç Meselesi Ve Siyasette Birtakım Yeni Oluşumların Ortaya Çıkması Olarak Değerlendiriyoruz” İfadelerini Kullanan Çelik, “Yalnız Siyasi Tarihe Geçsin Diye Bir Not Düşmek İsterim Burada, O Da Şudur; Maalesef Geçmişte Bu Ülkeye Çok Zarar Verdiği Halde Atatürk’ün İstismar Edilmesi Konusundaki Kötü Siyasi Gelenek Bazılarında Hala Devam Ediyor.” Dedi.

Çelik, Şöyle Devam Etti:

“Bu İstifalardan Yaklaşık Bir Hafta Evvel, Yani Üç Milletvekilinin İstifasından Bir Hafta Evvel, Bir CHP Yöneticisi Çıktı AK Parti’yi Atatürk Karşıtlığıyla Suçladı. Halbuki Defalarca Söyledik, Devletimizin Kurucusu, Kurtuluş Savaşı’mızın Başkumandanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Ülkemizin Ortak Değeridir, Devletimizin Kurucusudur. O’nu Sadece Bir Partinin İdeolojisinin İçerisine Sıkıştırmak, Ya Da Bir Partiyi Ondan Yanaymış, Diğerleri Buna Karşıymış Gibi Göstermek Atatürk’e Verilecek En Büyük Zarardır, Atatürk’ü Ortak Değer Olmaktan Çıkarma Gayretidir. Şimdi Ne Oldu Geldiğimiz Noktada, Bir Hafta Evvel AK Parti’yi Suçluyordu Bir Tanesi ‘Siz Cumhuriyet Karşıtısınız, Atatürk Karşıtısınız’ Diye. AK Parti’yi Cumhuriyet Karşıtlığıyla, Atatürk Karşıtlığıyla Suçluyordu. Bir Hafta Sonra Üç Milletvekili İstifa Ederken, İstifalarının Odak Noktası Neydi; CHP’nin Atatürk’ten Uzaklaşması. Nitekim Daha Sonraki İstifada Da Buna Vurgu Yapıldı. Yani Bir Hafta Evvel Bizi Bununla Suçlamaya Kalkan Bir CHP Yöneticisi Söz Konusuydu Canlı Yayında. Ondan Sonra Kendi Partilerinden Arkadaşları Kendilerini Aynı Konuyla İlgili Olarak Yargılayarak Ayrıldılar.”

AK Parti’ye Dönük Bu Tür Yanlış Değerlendirme Biçiminden Vazgeçilmesi Ve Uzak Durulması Çağrısında Bulunan Çelik, “Atatürk’ün Bu Ülkenin Ortak Değeri Olduğuna Dair Vurguyu Öne Çıkaran, Gerçek Saygıyı Ve Gerçek Hassasiyeti Göstermiş Olur. Onun Yerine Bir Partiyi Atatürk’ten Yana, Diğerlerini Atatürk’e Karşı Gibi Göstermek Aslında Atatürk’ün İstismar Edilmesinden Başka Bir Şey Değildir. Bu Konuda Hassas Olunması Açısından Da Bu Anektodu Bir Tarihi Not Olarak Düşmüş Olayım.” Dedi.

“SİYASETÇİ KÜRSÜYE ÇIKTIĞI ZAMAN KONUŞTUĞU KONUYU BİLECEK”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, İzmir Büyükşehir Belediyesinin Bir Projenin Finansmanı İçin Hazine’nin Borçlanma Faizinin Yarısı Oranında Borçlandığı Şeklindeki Açıklamasının Sorulması Üzerine Çelik, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Bugün Grup Toplantısında Bu Meseleyi Ele Aldığını Hatırlattı.

Çelik, Şunları Kaydetti:

“CHP Maalesef Dış Politika Konusunda Yaptığı Hatayı Dış Finansman Konusunda Da Yapmaya Başlamış, Öyle Gözüküyor. O Kadar Da Çok Ekonomiden Konuşan Aktörleri Var. Halbuki Çok Taraflı Bankalardan Yapılan Özel Amaçlı Proje Finansmanı Kredileri İle Bütçe Finansmanı Amacıyla Yapılan Hazine’nin Tahvil İhraçlarının Birbirine Karıştırılmaması Gerekir. Hazine Ve Maliye Bakanlığı Bununla İlgili Çok Güçlü Bir Açıklama Yaptı. Zaten Belediyelerin Aldığı Krediler İçin De Yine Hazine Ve Maliye Bakanlığının İzni Talep Ediliyor. Yani Böyle Sanki Orada Bir Özerk Yapı Varmış, Başka Bir Devlet Oluşumu Varmış Gibisinden, Sanki Hazine Ve Maliye Bakanlığından Hiç Onay Alınmamış, Ya Da Bu Tip Mukayeseler Konusunda Bilinçli Olarak Çarpıtarak Bu Şekilde İfadeler Ortaya Koyulması, Doğrusunu Söylemek Gerekirse Siyasi Sorumsuzluğun Örneklerinden Biri Olarak Tarihe Geçecek.”

Çelik, “Siyasetçi Kürsüye Çıktığı Zaman Konuştuğu Konuyu Bilecek. Hiç Bilmediği Bir Konuysa Onunla İlgili İyi Bilgi Alacak. Yani Sadece Oraya Yazılmış Metni Okumak Şeklinde Bu Olmuyor. Doğrusu Siyasi Açıdan Sorumsuz Örneklerinden Biri Olarak Siyasi Tarihimize Geçmiştir Diye Düşünüyorum.” Diye Konuştu.

“ESNAFIN VE DİĞER KESİMLERİN TALEPLERİNİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ”

Toplantının Sonunda Covid-19’a Yönelik Değerlendirmelerde Bulunan Çelik, Mutasyona Uğrayan Virüs Konusunun Yakından Takip Edildiğini Söyledi.

Salgın Sebebiyle Alınan Tedbirler Çerçevesinde Esnafın Ve Diğer Kesimlerin İlettikleri Talepleri Parti Olarak Yakından Takip Ettiklerini Ve Değerlendirdiklerini Vurgulayan Çelik, “Şimdiye Kadar Pek Çok Destek Verildi. Bundan Sonrasında Da Bu Çalışmalar Tabii Ki Devam Edecek.” İfadesini Kullandı.

Çelik, Kısa Süre İçinde Normal Hayata Kavuşmayı Ümit Ettiklerini Belirterek Bunun Maske, Mesafe Ve Temizlik Konusuna Gerekli Hassasiyetin Gösterilmesiyle Mümkün Olabileceğini Vurguladı.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

SON 24 SAATTE 8 BİN 636 KİŞİNİN TESTİ POZİTİF ÇIKTI, 98 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

HIZLI YORUM YAP