RAHMET İKLİMİ ÜÇ AYLAR

3

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sevgili dostlarım, rahmet iklimi olan üç ayların gölgesi üzerimize düştü. 02 Şubat 2022 Çarşamba günü Recep ayının biri, 3 Şubat Perşembe günüyse, Recep aynın ilk Cuma gecesi, yani Regâib Kandilidir. Hz. Peygamber efendimiz (s.a.v.) Recep ayını ALLÂH’ın ayı olarak nitelerken, Şâban’ın kendisinin ayı, Ramazân’ın ise ümmetinin ayı olduğunu belirtmiştir. Regâbin ise elde edilmek istenen en büyük armağan olduğunu vurgulamıştır. Ve üç aylara girdiğinde; “Allahümme barik lenâ fi Recebe ve Şaban. Ve belliğnâ Ramazân.” “Ey Allah’ım; Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl, bizi Ramazan’a kavuştur,” diye sık sık duâ etmiştir.

Bilmeliyiz ki; Recep ekme, Şaban sulama, Ramazan biçme ayıdır. Hiç şüphesiz, kim ne ekerse onu biçecektir. Hasat zamanı geldiğinde pişman olmak istemiyorsak, bu günümüzü zayi etmeden, o gün için çalışmamız lazımdır. Üç ayları gaflet içinde geçirmek, nereden bakılırsa bakılsın, büyük bir ziyandır. Ve rahmet ikliminden mahrum olan kişi için, başka bir zarara, ziyana gerek yoktur. Çünkü zarar edenlerin en zararlısı; üç ayları gaflet içinde geçirip, O’ndan nasip almayandır.

Der ki şair:

-“Ömrün geçti kalbin yanılmada, gaflettesin lâkin farkında değilsin hâlâ.” Kıymetli dostlarım, bütün bir yılı gaflet için geçiren bizler için, üç aylar bulunmaz bir nimettir. Çünkü üç aylar, gafletten uyanma ve kaçırdıklarımızı telafi etme ayıdır. Unutulmamalıdır ki; gaflette olan kişi, hem Rabb’inden, hem de insanlığından uzaklaşmıştır.

Rahmet iklimi olan üç ayları fırsat bilelim. Araya menfaati dâhil etmeden, hesap yapmadan, kusur görmeden, birbirimizi gerçekten, samimi ve içtenlikle, gönülden sevelim. Kusurları görmeyelim, hataları affedelim. Zîra AŞK; affedicidir, bütün kusurları affeder. Sevdiğimiz kişileri, kendi arzu ve isteklerimize göre değil, oldukları gibi sevip kabul edelim. Unutmayalım ki, sevgi; sevgilinin her şeyini, sevmektir. Ona uzaktan yakından ilgili olan, her şeyi sevgili kılmaktır. Hatalarıyla, olduğu gibi kabul etmektir. Zîra en büyük kusur; kusursuz insanı aramaktır.

Ne de güzel söylemiş Kanuni Sultan Süleyman:

-“Yârsız kalmış cihanda, ayıpsız yâr isteyen.”

Kusursuzu arayan; cihanda yalnız kalmıştır.

Sevgili dostlarım, gönüllerde kurak günlerin yaşandığı, insanın insana verdiği değerin azaldığı, çetin bir coğrafyada yaşayıp giden, rükûdan başka hiç bir yerde başlarının eğmeyenlerin; yetimin, öksüzün, garibin, ötekinin, dışlanmışın yüzünün gülmediği şu günlerde, üç ayların nuru ve bereketiyle kalplerimizi temiz ve pak eyleyelim. Daldığımız gafletten uyanalım. Yetimi, öksüzü, garibi-gurebâyı unutmayalım. Yerimiz sıcak, karnımız tok, sırtımız pek diye; biçare, kimsesiz insanları görmezden gelmeyelim. Soframızdaki türlü nimetlerle karnımızı doyurup, sıcak yatağımızda yatarken; şu soğuklarda, aç ve açıkta olan evsiz-barksızların hâlini tefekkür edelim. Adına hayat dediğimiz şu ömür sınavımızı başarıyla geçebilmemiz için, yalnızca kendimizi düşünüp, muhtaç ve yoksullara gözlerimizi kapatmayalım. Unutmayalım! “Varlığın derdi elbette çoktur. Lâkin yokluk kapısında, dert tasa yoktur.” Sözlerime son vermeden önce; mübarek üç aylarınızı tebrik eder, gelecek olan Regâib kandilinizi, şimdiden kutlarım.

Selâm ve duâ ile…

ALLÂH’aısmarladık..

Ramazan SEVİLMİŞ