DOLAR

32,5265$% -0.05

EURO

34,9789% 0.35

GRAM ALTIN

2.435,88%0,54

ÇEYREK ALTIN

4.050,00%-0,07

BİST100

9.716,77%-0,05

BİTCOİN

2108182฿%1.12208

ETHEREUM

103212Ξ%1.34105

a

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: DİYARBAKIR ANNELERİNİN HAYKIRIŞI TERÖRE VURULMUŞ EN AĞIR DARBELERDEN BİRİDİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diyarbakır Annelerinin 'Evlatlarımızı Geri İstiyoruz' Haykırışı, Teröre ve Bölücü Örgütün Uzantılarına Vurulmuş En Ağır Darbelerden Biridir." Dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre Ve Kültür Merkezi’nde Düzenlenen “Uluslararası İyilik Ödülleri” Törenine Katıldı. Törende Konuşan Erdoğan, Yurt Dışından Programa Teşrif Eden Misafirleri Türkiye’de Ağırlamaktan Duydukları Memnuniyeti Dile Getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İki Yıllık Bir Aranın Ardından Küresel İyilik Neferleri Olarak Gördüğüm Siz Kardeşlerimle Tekrar Buluşmanın, Tekrar Hasret Gidermenin Bahtiyarlığını Yaşıyorum. İyilik Ödülleri Töreni Münasebetiyle Bu Güzel Atmosferde Kalplerimizi Bir Araya Getiren Türkiye Diyanet Vakfına Ve Diyanet Teşkilatımızın Saygıdeğer Yöneticilerine Şahsım, Milletim Adına Teşekkür Ediyorum.” Diye Konuştu.

Türkiye Diyanet Vakfının Yarım Asra Yakındır Yürüttüğü Başarılı Çalışmalarla Türkiye’de Ve Mazlum Coğrafyalarda Umudu, Kardeşliği Ve Sevgiyi Büyütmeyi Sürdürdüğünü Belirten Erdoğan, “Dünyayı İyilikle Kuşatıp, 7 Kıtaya Bahar İklimini Yaşatma Arzusuyla Yola Çıkan Vakfımız, Türkiye’nin Ve Türk Milletinin İyilik Sancağını, Yeryüzünün Dört Bir Yanında İftiharla Dalgalandırıyor. Hem Türkiye’deki Müesseseleri Hem De Toplam 12 Kardeş Ülkedeki 27 Eğitim Kurumuyla Geleceğimizin Teminatı Olan Gençlerimizin Yetişmesine Katkı Sağlayan Vakfımızı Tebrik Ediyorum.” Dedi.

“İYİLİKLER GELECEĞE DAİR ÜMİTLERİMİZİ DE YEŞERTİYOR”

“Halka Hizmet Hakk’a Hizmettir” Düsturuyla Hareket Eden Türkiye Diyanet Vakfının, En Prestijli Faaliyetlerinden Birisinin De Uluslararası İyilik Ödülleri Olduğunu Söyleyen Erdoğan, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:

“İyiliği Yaymayı, İyiye Ve İyiliğe Olan Farkındalığı Artırmayı Hedefleyen Bu Özel Ödüllerin Ülkemizde Önemli Bir İhtiyacı Giderdiğini Düşünüyorum. ‘Dünyayı İyilik Değiştirecek.’ Şiarıyla Çıktığımız İyilik Seferberliği Hamdolsun Yoluna Güçlenerek, Daha Da Serpilerek Devam Ediyor. Bu Ödüller Vesilesiyle Yeryüzünün Dört Bir Yanındaki İyi Yürekler Ve Müşfik Gönüller Arasında Her Gün Yeni Köprüler Kuruluyor. Mutmain Bir Kalp, Gülen Bir Yüz, Müteşekkir Bir Göz Şöyle Kalpten Kopup Gelen Bir ‘Allah Razı Olsun.’ Haricinde Hiçbir Karşılık Beklemeden Yapılan İyilikler Geleceğe Dair Ümitlerimizi De Yeşertiyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İyilik Ödülleri’ne Yönelik Teveccühün Yurt İçinde Ve Yurt Dışında Artmasını Memnuniyetle Karşıladıklarını Dile Getirerek Program Kapsamında Hem Türkiye’den Hem De Dünyanın Farklı Köşelerinden İyilik Hikayelerini Birlikte İzlediklerini Belirtti.

Erdoğan, Her Biri Ayrı Takdiri Hak Eden Bu Örneklerin Yaşanmış 500 Hikaye Arasından Seçildiğini İfade Ederek “Biraz Sonra Ödüllerini Bizzat Kendilerine Takdim Edeceğimiz Siraj Wahhaj Kardeşimizi, Gamze Özçelik Hanımefendiyi, Minberci Ali Önder Hocamızı, Ahmet Aydemir Kardeşimizi Emekleri, Gayretleri, Fedakarlıkları Ve Samimiyetleri İçin Tebrik Ediyorum. Rabb’im Sizlerin Yokluğunu Ve Eksikliğini Bizlere Hissettirmesin Diyorum. Aynı Şekilde Kendisi Aramızda Bulunamasa Da Gönlünün Bizimle Olduğunu Bildiğimiz Yusuf İslam’ı Tebrik Ediyoruz.” Diye Konuştu.

Türkçenin Anıt Şahsiyetlerinden Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’de “Kötülere Haşmet, İyilere İse Daima Hürmet Lazımdır.” Dediğini Aktaran Erdoğan, Bin Yıl Önce Dillendirilen Hikmet Dolu Bu Sözlerin Ne Kadar Doğru Ve İsabetli Olduğunu Bugün Net Bir Şekilde Anladıklarını Vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şunları Kaydetti:

“Özellikle Koronavirüs Salgını Sürecinde Yaşadıklarımız Bizimle Birlikte Tüm İnsanlığa İyiliğin, Diğerkamlığın Ve Paylaşmanın Önemini Göstermiştir. Dünya Genelinde Şimdiye Kadar 6 Milyondan Fazla Kişinin Hayatına Mal Olan Salgın, İnsanlığın Kaderinin Ortak Olduğunu Bir Kez Daha Hatırlatmıştır. Yine Bu Salgın Döneminde, Küresel Sistemdeki Tıkanıklıkları, Adaletsizlikleri Ve Çarpıklıkları Görme Fırsatı Bulduk. Dünyanın En Gelişmiş Ülkelerinin Dahi Maske Savaşına Tutuştuğu, Solunum Cihazı Kıtlığının Çekildiği, Yaşlı Bakımevlerinin Adeta Morglara Dönüştüğü Durumlara Şahit Olduk. Temel Sağlık Hizmetlerine Ulaşamadığı Veya Aşıya Erişemediği İçin Hayatını Kaybeden, Hastalanan, Acı Çeken İnsanların Dramlarına Şahitlik Ettik. Afrika, Asya Veya Latin Amerika’da Yaşayan Milyarlarca İnsanın Sıkıntısı, Dayanışma Sergilenmesi Halinde Çözülebilecekken Maalesef Dertlere Derman Olacak Hiçbir Somut Adım Atılmadı. Başta Dezavantajlı Toplum Kesimleri Olmak Üzere İhtiyaç Sahibi İnsanlar Adeta Kaderlerine Terk Edildi.”

“15 MİLYON DOZ AŞIYI AFRİKALI KARDEŞLERİMİZE PEYDERPEY ULAŞTIRIYORUZ”

Erdoğan, Bu Vahim Tablo Karşısında Devlet Olarak Vatandaşlarının Testten İlaca Ve Yataklı Tedaviye Kadar Tüm Gereksinimlerini Karşıladıklarını, Batılı Ülkelerin Yaptığı Gibi Dünyanın Geri Kalanına Sırtlarını Dönmediklerini Söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şunları Kaydetti:

“Türkiye’den Talepte Bulunan 160 Ülkeye Ve 12 Uluslararası Kuruluşa Tıbbi Ekipman Ve Kritik Malzeme Desteği Sağladık. Salgının En Çok Vurduğu Bölgelere Yönelik Yurt Dışından Temin Ettiğimiz Aşılarla Beraber Yerli Aşımız TURKOVAC’ın Da Dağıtımına Başladık. 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nde Taahhüt Ettiğimiz Toplam 15 Milyon Doz Aşıyı Afrikalı Kardeşlerimize Peyderpey Ulaştırıyoruz. Ülkemizde Misafir Ettiğimiz Sığınmacıları Kendi Vatandaşlarımızdan Ayrı Tutmadan İstisnasız Herkesin Sağlık Hizmetlerine Erişimini Temin Ettik. Sınırımızın Hemen Ötesinde Çok Zor Şartlarda Hayata Tutunma Mücadelesi Veren 5 Milyon Suriyeli Mazluma Da Yardım Elimizi Uzattık. Milletçe Omuz Omuza Vererek İnsanların İlgisizlikten Öldüğü, Sağlık Çalışanlarının Maske Dahi Bulamadığı, Yaşlı İnsanların Huzurevlerinde Çaresiz Bırakıldığı Sahnelerin Hiçbirini Ülkemizde Yaşatmadık.”

“VEFA SOSYAL DESTEK GRUPLARI MİLLETİN DAYANIŞMA SEMBOLÜ OLARAK KRİTİK ROL OYNUYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vefa Sosyal Destek Gruplarının Milletin Dayanışma Ve Diğerkamlığının Sembolü Olarak Çok Kritik Rol Oynadıklarını Belirtti.

Erdoğan, Polisten Askere, Sağlıkçılardan Din Görevlilerine, Eğitimcilerden Sosyal Hizmetler Personeline, AFAD Görevlilerinden Bütün Resmi Ve Sivil Toplum Kuruluşlarına Kadar Yüz Binlerce İnsanın Vefa Sosyal Destek Gruplarında İki Yıl Boyunca Gece Gündüz Demeden Canla Başla Çalıştıklarını; Ailelerinden, Boş Vakitlerinden, Hatta Kendi Sağlıklarından Fedakarlıkta Bulunarak Toplumun En Kırılgan Kesimlerine Yardım Ettiklerini Belirtti.

“İnsanı Yaşat Ki Devlet Yaşasın.” Buyuran Büyüklerin İzinden Giderek Devletin “Kerim” Vasfının Tüm Dünyaya Bir Kez Daha Gösterildiğini Dile Getiren Erdoğan, “Biz De Şükran Borcumuzun Bir Nişanesi Olarak Bu Seneki Vefa Ödüllerinin İlkini Kendilerine Takdim Ediyoruz. Salgın Boyunca, İnsanı İnsan Yapan Hasletleri Diri Tutan Vefa Sosyal Destek Grubundaki Tüm Kardeşlerime Ülkem Ve Milletim Adına Teşekkür Ediyorum. Rabb’im Bizleri Bir Daha Böyle Sağlık Musibetiyle Yüz Yüze Bırakmasın Diye Dua Ediyorum.” İfadesini Kullandı.

“İYİLERE HÜRMET NASIL ÖNEMLİYSE, KÖTÜLERE KARŞI HAŞMETLİ OLMAK O DERECE HAYATİDİR”

“İyilere Hürmet Ve Vefa Nasıl Önemliyse, Kötülere Ve Zalimlere Karşı Haşmetli Olmak Da O Derece Hayati Öneme Sahiptir.” Diyen Erdoğan, Türk Milletinin 40 Yıla Yakın Bir Süredir Bölücü Terörle Mücadele Eden, Terörizmin Acısını Çok İyi Bilen Bir Millet Olduğunu Belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Farklı İsimler Altında Faaliyet Gösteren Ama Hepsinin De Amacı Türkiye’nin Birliği, Beraberliği, Huzuru, Refahı Olan Terör Örgütlerinin Saldırısı Altında Olunduğuna İşaret Ederek Sözlerini Şöyle Sürdürdü:

“Uzun Terörle Mücadele Dönemimizde, Güvenlik Güçlerimizden Ve Masum Vatandaşlarımızdan Binlerce Şehit Verdik. Çocukları, Kundaktaki Bebekleri, Okula Giden Öğrencileri, Daha Ömrünün Baharındaki Öğretmenleri, Kurban Eti Dağıtan 15 Yaşındaki Körpe Delikanlıları, Rızkının Peşindeki Garsonu, Müşteri Bekleyen Esnafı, Namaz Kıldıran İmamı Katleden; Allah’ın Adının Anıldığı İbadethaneleri, Kur’an Kurslarını, Kütüphaneleri Ateşe Veren Bir Barbarlığa Defalarca Şahit Olduk. Bölücü Örgüt Mensupları Yaklaşık 40 Yıldır Tam Bir Gözü Dönmüşlükle Sadece Yaktılar, Sadece Yıktılar; Baskı, Şiddet Ve Tehditle Kürt Kardeşlerimizin Hayatını Zindana Çevirdiler. Halkımızın Kanından Ve Gözyaşından Beslenen Bu Nebbaşlar, İlk Günden İtibaren En Büyük Yarayı Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abhaz’ıyla, Anaların Yüreklerinde Açtılar. Analarından Zorla Kopardıkları Gencecik Çocukları Ölüme Gönderirken Kendi Çocuklarını Avrupa’nın Başkentlerine Tatile Yolladılar. Kütüphanelerini Yaktıkları, Öğretmenlerini Şehit Ettikleri, Okullarını Ateşe Verdikleri Mazlum Kürt Çocuklarını Cehalete Mahkum Ederken, Kendi Evlatlarına Avrupa’nın En İyi, En Lüks, En Pahalı Okullarını Layık Gördüler.”

“DİYARBAKIR ANNELERİ SİYASETÇİ GÖRÜNÜMLÜ İNSAN KAÇAKÇILARININ MASKELERİNİ DE İNDİRDİ”

Diyarbakır Annelerinin, 925 Gün Önce Terör Örgütüne Karşı Açtıkları İsyan Bayrağıyla Bu İki Yüzlülüğe “Edi Bese” Dediklerini Belirten Erdoğan, “Bir Avuç Cesur Ana, On Yıllardır Benim Kürt Kardeşlerimin Sırtına Kene Gibi Yapışan, Kanını Sülük Gibi Emen Zalimlere Artık Yeter Diyerek İhtar Verdiler. Başlattıkları Evlat Nöbetiyle, Diyarbakır Anneleri Sadece Korku Duvarlarını Parçalamakla Kalmadılar, Aynı Zamanda Siyasetçi Görünümlü İnsan Kaçakçılarının Maskelerini De Aşağı İndirdiler.” Diye Konuştu.

Diyarbakır Annelerinin “Evlatlarımızı Geri İstiyoruz.” Haykırışının, Teröre Ve Bölücü Örgütün Uzantılarına Vurulmuş En Ağır Darbelerden Biri Olduğunun Altını Çizen Erdoğan, “Terör Örgütünün Kirli, Karanlık, Korkak Yüzü Bir Avuç Kadının Direnişiyle Tarihte İlk Defa Bu Derece Ayan Beyan Ortaya Çıkmıştır.” Dedi.

Erdoğan, Diyarbakır Annelerinin Bu Eylemleri Sürecinde Türkiye’nin Muhalefetiyle, Medyasıyla, Yazarı, Sanatçısı, Siyasetçisiyle Kimin Nerede Durduğunu Da Görme Fırsatı Bulduğunu Anımsatarak Şöyle Devam Etti:

“Kandil’deki Kan Tüccarlarının Gönüllü Avukatlığını Yapanlar, Üç Günlük Siyasi Çıkarları İçin Bölücü Örgütün Uzantılarıyla İş Tutanlar, Daha İlk Günden İtibaren Diyarbakır Annelerini İtibarsızlaştırmak İçin Çok Gayret Sarf Ettiler. Ağızlarını Her Açtıklarında Bize Kadın Haklarından, İnsan Yaşam Hakkından, Demokrasiden, Özgürlüklerden Dem Vuranlar Diyarbakır’daki O Yüreği Yanık Anaların Masum Eylemlerine Bir Kez Olsun Destek Çıkmadılar. Bunu, Batı’nın George’una Söylüyorum, Helga’sına Söylüyorum. Hani Sizin İnsan Haklarımız? Niye Sesiniz Çıkmıyor? Eğer Onlardan, O Terör Örgütü Mensuplarından Birileri Olsaydı Diyarbakır’dan Ayrılmazdınız. Ama Ne Yazık Ki O Terör Örgütü Mensuplarından Olmayınca Gelip Kapılarını Bile Çalmadınız. Terör Örgütüne Ve Siyasi Uzantılarına Tepki Göstermek Yerine Ahlaksızca Devleti Suçlayanlar Oldu. Diyarbakır’a Gidip De İttifak Ortaklarından Ürktükleri İçin Anaların Kapısını Çalmaktan Korkan, Acılarını Paylaşmaktan Çekinen, Hatta Bu Cesur Anneleri Tehdit Eden Siyasetçi Müsveddelerini De Gördük. Kaldıkları Otele Davet Ettiler, Ayaklarına Gitmediler, Gidemediler.”

“VEFA ÖDÜLÜNÜ, DİYARBAKIR ANNELERİNE VERİYORUZ”

Yasin Börü’nün Katillerini Aklamak İçin Seferber Olanların, Ciğerpareleri Zorla Dağa Kaçırılan Anneler İçin Kıllarını Dahi Kıpırdatmadıklarını Söyleyen Erdoğan, Şunları Kaydetti:

“Diyarbakır Anneleri, Dünya Hak Mücadelesi Tarihine Altın Harflerle Yazılan, Onurlu Duruşlarıyla İşte Tüm Bu Riyakarlıkları Da Ortaya Koydular. Bu Seneki İkinci Vefa Ödülü’nü, Başlattıkları Nöbetle Evlatlarını Terörün Pençesinden Kurtarmaya Çalışan Yiğit Diyarbakır Annelerine Veriyoruz. Cesaretleriyle, Fedakarlıklarıyla, Karşılıksız Sevgileriyle Yolumuzu Aydınlatan Diyarbakır Annelerini Bir Kez Daha Saygıyla Selamlıyorum. Anaların Sabrı, Dirayeti Ve Duasıyla İnşallah Bu Ülkeyi Terör Belasından Muhakkak Kurtaracağız.”

“İYİLİK VE İHSANI SÜRDÜRÜLEBİLİR KILMALIYIZ”

Modern Dünyada, İnsanın Giderek Daha Fazla Yalnızlaştığını, Daha Fazla İçine Kapandığını, Fıtratına Daha Fazla Yabancılaştığını Dile Getiren Erdoğan, Hayatı Kolaylaştırması Gereken Teknolojik Araçların, Sundukları Sahte Ve Sanal Mutluluklarla İnsanı Gerçek Hayattan Daha Çok Kopardığını Söyledi.

Sılayırahmin Unutulduğu, Büyüklere Saygının Geri Plana İtildiği, Bireyin Sadece Kendi Refahı, İkbali, Çıkarı İçin Çalıştığı Bir Girdaba Sürüklenildiğini Söyleyen Erdoğan, “Salgın Bize Hem Kul Olarak Acizliğimizi Hem De Hayatta Maddiyat Dışında, Peşinde Koşulması Gereken Daha Yüce Gayeler Olduğunu Hatırlatmıştır. Mesele, Kulluğunun Bilincine Vararak, İnsanı İnsan Yapan Kadim Değerleri Yeniden İhya Edebilmektir. İçinde Sürüklendiğimiz Bu Girdaptan Ancak İyiliği Büyüterek, Merhameti Yücelterek, Yardımlaşmayı Artırarak, İyiliğin Kanatlarına Daha Sıkı Tutunarak Çıkabiliriz.” Dedi.

İyilik Ve İhsanı Sadece Vicdan Barometresi Yükselince Başvurulan Bir Davranıştan Ziyade, Hayatın Merkezine Oturtmak, Sürekli Kılmak, Sürdürülebilir Kılmak Gerektiğini İfade Eden Erdoğan, “Bunu Başardığımızda Hem Vicdanımızın Hem Hayatımızın Hem De Dünyanın Daha Huzurlu Bir Yer Haline Geldiğini Göreceğimize İnanıyorum.” Diye Konuştu.

“BU ÜLKE DAİMA MAZLUMLARIN SIĞINAĞI OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”

Erdoğan, Türkiye’nin Çevresinde Yaşanan Trajedilerin, İstiklal, İstikbal, Vatan Ve Devlet Başta Olmak Üzere Sahip Olunanların Kıymetinin Çok Daha İyi Bilinmesi Gerektiğine İşaret Ettiğini Söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Veren Elin Alan Elden Üstün Olduğunu Asla Aklımızdan Çıkartmadan, Tüm Mazlumlara, Mağdurlara, Gariplere Kapımızı, Gönlümüzü Açık Tutmayı Sürdüreceğiz. Dün Irak’tan, Suriye’den, Afganistan’dan Gelmişlerdi, Bugün Ukrayna’dan Geliyorlar, Yarın Nereden Geleceklerini Bilemeyiz. Ama Bu Ülke Daima Mazlumların Sığınağı Olmaya Devam Edecektir, Bundan Hiç Endişeniz Olmasın.” Diye Konuştu.

Ana Muhalefet Partisi Ve Yanındakilerin, “Biz Seçimi Kazandığımızda, Bu Ülkedeki Mültecileri Ülkelerine Göndereceğiz.” Dediğini Aktaran Erdoğan, Şöyle Devam Etti:

“Biz Göndermeyeceğiz. Çünkü Biz Ensarın Ne Olduğunu, Muhacirin Ne Olduğunu Peygamberi Bir Metot Olarak Çok İyi Biliriz. Sevgililer Sevgilisi Unutmuyoruz, Bir Muhacirdi Ama Ensarla El Ele Kol Kolaydı. Yeri Geldi Onlar Ensar Oldular. Muhacirlikten Ensara Gidiş, Ondan Sonra Da Kendilerinin Ensar Olması. Kalkıp Da Bu Ülkedeki 5 Milyon Mülteciyi, Eğer İktidar Olurlarsa Tekrar Suriye’ye, Afganistan’a Göndereceklermiş. Biz Göndermeyeceğiz. Biz Ev Sahipliğine Devam Edeceğiz. Bundan Tedirgin Değiliz. Sevgili Milletime Sesleniyorum, Sıkıntılarınız Olabilir, Zaman Zaman Yük De Olabilir, Unutmayın Bunun Ecri Çok Büyüktür. Bu Ecri, Hiçbir Zaman Bir Kenara Koymayın. Biz Her Zaman Düşmüşün Yanında Olduk. Bunlar Nereden Geliyor, Kendilerini Öldürmek İsteyen Katillerden Kaçarak Geliyorlar, ‘Sığınılacak Tek Yer Var’ Diyorlar, Türkiye. Ve Bize Geliyorlar. Onun İçin De Biz Gönlümüzü Açacağız Ve Şunu Da Unutmayacağız, Allah’ın Yardımı Her Zaman Bize Yakın Olmuştur Ve O Yardımla Da Biz Her Zaman Güçlü Olduk. Fetih, Rabbimin Lütfuyla Gelmiştir Ve Onunla Da Hamdolsun Türkiye Birçok Badireyi Atlatmıştır.”

“ADAM NE DİYOR? GÖNDERECEĞİM DİYOR. İŞTE FARKIMIZ BU”

Dünyanın Dört Bir Yanından Türkiye’ye Gelen Gençlerin, Burada Eğitim Öğretim Aldıklarını Belirten Erdoğan, “Türkiye Diyanet Vakfımızın El Uzatışıyla Da Türkiye Gibi Bir Ülkede Hem Türkçeyi Öğreniyorlar Hem Tahsil Ettikleri İlmin Sahibi Oluyorlar. Bundan Daha Güzel Bir Şey Olabilir Mi? Adam Ne Diyor? Göndereceğim Diyor. İşte Farkımız Bu.” Dedi.

Türk Vatandaşları İçerisinde De Hiç Kimseyi Mahzun, Boynu Bükük, Kalbi Kırık Bırakmayacaklarını Dile Getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü Bizim Medeniyetimiz, Tarihimiz, Kültürümüz, Değerlerimiz Bunu Gerektiriyor. Başımıza Gelen Onca Musibete Rağmen Hala Dimdik Ayakta Duruyor, Hala Hedeflerimize Doğru Yürüyor Oluşumuzu İşte Bu Hassasiyetimize Borçlu Olduğumuza İnanıyorum.” İfadelerini Kullandı.

“TÜM İNSANLIĞA BU KÖPRÜMÜZÜ HEDİYE EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart’ta Dünyanın İlk Üç İçerisinde Yer Alan Köprüsünü Çanakkale’de Hizmete Açacaklarını Bildirerek, Şöyle Konuştu:

“O Çanakkale’de Tarih Bize Neyi Öğretti? Çanakkale Zaferi’ni Biz Orada Yaşadık. Kime Karşı? Tüm Haçlı Dünyasına Karşı. Kimler Bu Mücadeleyi Verdi? Unutmayın Kuzular, Kuzucuklar. Onlar O Mücadeleyi Verdi. Üniversiteli Kuzucuklar O Zaman Çanakkale’de Tüm Haçlı Dünyasına Karşı Bu Mücadeleyi Verdi. O Zaman Zaferi Öyle Kazandılar. İşte Şimdi Biz Orada Dünyanın Bir Numaralı Köprüsünü İnşa Ettik. 2,5 Milyar Avro Ve Bu Köprünün 18 Mart Cuma Günü Açılışını Yapıyoruz, Tüm İnsanlığa Bu Köprümüzü Hediye Ediyoruz. Asya İle Avrupa’yı Bağlıyoruz. Daha Önceleri Deniz Dalgalı Olunca Feribotlar Çalışmıyordu, Geçiş Mümkün Olmuyordu. Ama Şimdi 6 Dakikada Bir Taraftan Bir Tarafa Geçme İmkanını Buluyoruz. Bununla Dünyaya Bir Örnek Teşkil Ediyoruz. Yavuz Selim Köprüsü İle Bunu Yaptık, Avrasya İle Denizin Altından Bunu Yaptık. Hepsinden Öte Marmaray İle Bunu Yaptık. Osman Gazi Köprüsü İle Bunu Yaptık. Şanlıurfa-Adıyaman Arasında Nissibi Köprüsü İle Aynı Şekilde Bunu Yaptık. Dağları Deldik Ve Bütün Bu Dağları Delerek Yürünemez, Araçla Gidilemez Denilen Yerleri Hallettik, Bunları Aştık.”

“26 HAVALİMANIMIZ VARKEN, ŞİMDİ 56 HAVALİMANIMIZ VAR”

Erdoğan, Havalimanı Ve Üniversite Sayısına İlişkin Açıklamalarda Bulunarak, “26 Havalimanımız Varken, Şimdi 56 Havalimanımız Var. Hepsinden Öte 76 Üniversitemiz Varken Şimdi 81 Vilayetin Tamamında 207 Üniversiteye Sahibiz.” Diye Konuştu.

Artık Üniversite Olmayan İl Bulunmadığını Vurgulayan Erdoğan, Şöyle Devam Etti:

“Hakkari’deki, Muş’taki Gencimiz Üniversite Tahsili İçin Ankara’ya Veya İstanbul’a Gelmeyecek. Biz Üniversiteyi Artık Onun Ayağına Götürdük, Artık Hocalarımız, Profesörlerimiz, Doçentlerimiz Oraya Gidip, Orada Gençlerimize İlim İmkanını Veriyorlar. İşte Siyaset Anlayışımız Bizim Bu. Hemen Hemen Türkiye’nin Dört Bir Yanında, Dünyanın Dört Bir Yanından Gelen Gençlerimiz, Oralarda İlim Tahsil Ediyorlar. Hamdolsun, Bugünlere Azimle, Kararlılıkla Geldik. Yeterli Değil, Daha Çok Şeyleri De İnşallah Başaracağız. Sizleri De Biz Dünyanın Dört Bir Yanında Adeta Bizim Misyon Şeflerimiz, Büyükelçilerimiz Olarak Görüyorum. Sizin Ülkelerinize Biz Gittiğimizde İnşallah Sizler Bize Yardımcı Olacaksınız. Bunu Da Beraber Sizlerle Başaracağız. Çünkü Geçmişte Bu Noktada Çok Önemli Hatıralarım Var. Hiç Unutamıyorum. Sudan’da Uluslararası Bir Toplantıya Katılıyorum. Rahmetli Erbakan Hocamız Beni Görevlendirdi. O Zaman Partimizin İstanbul İl Başkanıyım. Bizim Yurtlarımızda Kalan Sudanlı Bir Gencimiz Beni Gördü, Yanıma Yaklaştı, ‘Tayyip Abi, Burada Ne İşin Var?’ Dedi. ‘Sen Beni Nereden Tanıyorsun?’ Dedim. ‘Ben, Sizin Fetih Yurdunuzda Kaldım, Okudum, Şimdi Döndüm.’ Dedi. ‘Sen, Şimdi Buradan Ayrılma, Benim Konuşmam Var, Bana Tercümanlık Yapacaksın Tamam Mı?’ Dedim Ve O Da ‘Ne Demek Tayyip Abi.’ Dedi. Ben Konuşmayı Yaptım, O Da Tercümeyi Yapıyor. Konuşmamım Çok Çok Güzel Detayları Vardı, Onu Da Orada Ben Aslıyla İfade Ettim. Sudanlı Gencin Tercümesi İşi İyi Götürdü. Son Anda Da O Dünün Adeta Sloganik Cümlesini Ben Söyleyince Salon Bir Kalktı Bir İndi, Bir Kalktı Bir İndi. Mesele, Damardan Girmek.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gençlere Seslenerek, “Ülkelerinize Döndüğünüz Zaman İnanıyorum Ki Bizim Oradaki Elimiz, Ayağımız, Gören Gözümüz Olacaksınız. Sizlerle Beraber De İnşallah Ülkelerinize Çok Daha Büyük Hizmetleri Gerçekleştireceğiz.” Dedi.

İyilik Hikayeleriyle Umut Aşılayan Herkese Teşekkür Eden Erdoğan, “Rabbim, Bizi İyilerin Ve İyi İnsanların Yoldaşlığından Ayırmasın.” Temennisinde Bulundu.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

BAHÇELİ: KILIÇDAROĞLU DİYARBAKIR ANNELERİNİN YANINA GİTMEYE CESARET EDEMEDİ

HIZLI YORUM YAP