33,2309$% 0.34
36,2864€% 1.28
2.608,03%0,23
4.231,00%0,63
10.473,47%-3,01
1963135฿%-1.9886
91455Ξ%-4.87433
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN TÜRKKAN’A SERT TEPKİ: NERESİNDEN TUTSANIZ ALÇAKLIK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlık Bakanlığımıza 40 Bin Yeni Sağlık Personeli Alınacağının Müjdesini de Milletimizle Paylaşmak İstiyorum.” Dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Elektrik Faturalarındaki TRT Payı İle Enerji Fonu Kesintilerini Kaldırma Kararı Aldıklarını Bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Kabine Toplantısı’nın Ardından Millete Seslenen Erdoğan, Toplantıda Sağlıktan Dışişlerine, Enerjiden Adalete Kadar Ülkenin ve Milletin Pek Çok Meselesini Enine Boyuna Görüştüklerini, Konuştuklarını Söyledi.
Türkiye’nin Salgınla Mücadelesini Dünyadaki Gelişmeleri Yakından Takip Ederek, Ön Alıcı Bir Anlayışla Başarıyla Devam Ettirdiğini İfade Eden Erdoğan, İkinci Yılının Sonuna Doğru Yaklaşılan Salgının Yeni Dalgalar ve Yeni Varyantlar Halinde İlk Dönemdeki Öngörüleri Aşarak İnsanlığı Tehdit Etmeyi Sürdürdüğünü Belirtti.
Erdoğan, Salgının Uzun Soluklu Mücadeleyi Gerektiren Sağlık Krizi Olduğu Gerçeğinin Artık İnkarı Mümkün Olmayan Bir Vaka Olarak Karşılarında Durduğunu İfade Etti.
Bu Durumun Gelişmiş Ülkeler Dahil Tüm Devletlerin Sağlık Başta Olmak Üzere Temel Hizmet ve Ürün Altyapılarını Giderek Daha da Zorladığına Dikkati Çeken Erdoğan, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:
“Kendi Ülkelerini Karalamak Dışında Bir İş Bilmeyenler Kafalarını Kaldırıp Dünyaya Baksalar, Bu Gerçeği Görecekler. Türkiye Olarak En Büyük Avantajımız Sağlıktan Üretime, Kritik Her Alanda Son 19 Yılda Gerçekten Çok Güçlü ve Kapsayıcı Bir Altyapıyı Kurmamızdır. Bu Sayede, Ülkeler Maske ve Koruyucu Malzeme Kavgası Verirken Biz Rahatça İhtiyaçlarımızı Karşılayabildik. Bu Sayede Üretim ve Dağıtım Zincirleri Çöküp, İnsanlar Temel İhtiyaç Maddelerine Bile Erişmekte Güçlük Çekerken Biz Hiçbir Sıkıntı Yaşamadık. Bu Sayede, Dünyadaki Pek Çok Yerde Devletlerle Vatandaşları Arasında Güven Bunalımları Yaşanırken Biz Hedeflerimize Doğru Yürümeyi Başardık. Sadece Finans Gücüyle Böylesine Büyük ve Derin Krizlerin Aşılamayacağını Büyük Ekonomilere Sahip Ülkelerin Durumu Açıkça Ortaya Koyuyor. Sonuçta Ortaya Çıkan Tablo, Ülke ve Millet Olarak Sahip Bulunduğumuz Potansiyeli Siyasi ve Ekonomik Her Alanda Harekete Geçirebilmemize İmkan Verecek Bir Zeminin Varlığına İşaret Ediyor. Bir Yandan Salgınla Mücadeleyi Kesintisiz Şekilde Devam Ettirirken Daha Büyük Bir Azim ve Kararlılıkla da İşte Bu Fırsatları Değerlendirmenin Gayreti İçindeyiz.”
Erdoğan, Sağlık Hizmetlerinde Herhangi Bir Krize Asla İzin Vermediklerini, Vermeyeceklerini Dile Getirdi.
Vaka, Hastaneye Yatış, Yoğun Bakım ve Vefat Sayılarının Kontrol Edilebilecek Bir Seviyede Olduğunu Anlatan Erdoğan, “İnşallah Bunları Daha da Aşağı Çekeceğiz. Bu Dönemde Özellikle Hastanelerde Sunulan Hizmetlerde Elbette Bazı Aksaklıklar, Gecikmeler Yaşanabilmektedir. Bunların Önüne Geçecek Tedbirleri de En Kısa Sürede Alacağız.” Diye Konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi Üretiminde Kesintiye Meydan Vermeyecek Bir Sistemi Salgının İlk Günlerinden İtibaren Kurduklarını, Böylece İhracat ve İstihdamı Korumakla Kalmadıklarını, Çok Daha İleriye Taşıdıklarını Aktardı.
“OKULLARDAKİ YÜZ YÜZE EĞİTİM-ÖĞRETİM KESİNLİKLE DEVAM EDECEKTİR”
Salgın Tedbirlerinin Turizm ve Ticarette Yol Açtığı Sıkıntıları da Normalleşme Adımlarıyla Büyük Ölçüde Geride Bıraktıklarının Altını Çizen Erdoğan, Belirlenen Yaş Grubunun Üzerindeki Herkesin, Özellikle de İleri Yaş Grubundaki Vatandaşların Aşılarını Olmalarının veya Tamamlamalarının Salgının Ağır Sonuçlarının Azaltılmasına Katkıda Bulunacağını Hatırlattı.
“Okullar Açık Mı Kalacak, Kapanacak Mı Tartışması da Artık Sona Ermelidir. Okullardaki Yüz Yüze Eğitim-Öğretim Kesinlikle Devam Edecektir. Sağlık Bakanlığımıza 40 Bin Yeni Sağlık Personeli Alınacağının Müjdesini de Milletimizle Paylaşmak İstiyorum.” Diyen Erdoğan, Salgını Ülke Gündeminden Tamamen Çıkartana Kadar Mücadeleyi Sürdüreceklerini Vurguladı.
ENERJİ FİYATLARI
Kapanma Dönemlerinde Verdikleri Kapsamlı ve Yerinde Desteklerle Ekonomik Faaliyet Yürüten Aktörlerin ve Dar Gelirli Vatandaşların Telafi Edilemez Sorunlar Yaşamalarının Önüne Geçtiklerini İfade Eden Erdoğan, Şunları Söyledi:
“Genç İşsizliği Önlemek İçin 251 Organize Sanayi Bölgesinde Açmayı Taahhüt Ettiğimiz Mesleki Eğitim Merkezlerinden 87’sini Faaliyete Geçirdik. Halen Hazırlıkları Süren 164 Mesleki Eğitim Merkezini de İnşallah Ocak Ayında Açıyoruz. Böylece, Milletimize İstihdamı Artırma Konusunda Verdiğimiz Bir Taahhüdü Daha Yerine Getirmiş Oluyoruz. Yatırım, Üretim, İhracat ve İstihdam Odaklı Ekonomi Politikamızda Bütçe Disiplininden Taviz Vermeden Ülkemizi Büyütecek Her Adımı Desteklemeye Devam Ediyoruz. Ülkemizin Bu Yıl Yaklaşık Yüzde 8 Artış Gösteren Elektrik Talebini Yaptığımız Yatırımlar ve Aldığımız Tedbirlerle Herhangi Bir Sıkıntıya Meydan Vermeden Karşıladık. Avrupa’da Ekranları Başında Bizi İzleyen Milletime Özellikle Sesleniyorum. Avrupa’da Doğal Gaz Fiyatları 2020 Yılı Başındaki 115 Dolar Seviyesinden Geçtiğimiz Ay İtibarıyla 1100 Dolar, Hatta Günlük Piyasada 1500 Dolar Seviyesine Kadar Çıktı. Buna Karşılık Biz Ülkemizdeki Vatandaşlarımızın Konutlarda Tükettiği Doğal Gazı Halen Yaklaşık 150 Dolardan Veriyoruz. Rakamlar Çok Açık, Net Ortada. Alış Fiyatımıza Göre Baktığımızda İse Doğal Gazı Hane Halkına Yüzde 76 İndirimle Vererek 50 Milyar Liralık Bir Sübvansiyon Yaptığımızı Söyleyebiliriz.”
“KÜRESEL ENERJİ KRİZİNİ YÖNETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Erdoğan, Aynı Şekilde Petrol Fiyatlarının 2020 Yılı Başındaki 42 Dolar Seviyesinden 80 Dolar Seviyesine, Kömür Fiyatlarının 50 Dolardan 270 Dolar Seviyesine Kadar Yükseldiğini Anımsattı.
Eşel Mobil Sistemi İle Alacakları Vergiden 60 Milyar Lirayı Bulan Bir Fedakarlık Yaparak Akaryakıt Fiyatlarını Dengede Tutmanın Gayreti İçinde Olduklarını Söyleyen Erdoğan, Şunları Kaydetti:
“Küresel Düzeydeki Tüm Bu Yükselişe Rağmen, Bu Yıl Elektriği Maliyetinin Neredeyse Yarısı Düzeyinde Bir Faturayla Vatandaşlarımıza Vererek 17 Milyar Liralık Bir Sübvansiyon Yaptık. Böylece Sadece 2021 Yılı İçin Vatandaşlarımızın Cebinden Toplamda 127 Milyar Liralık İlave Bir Meblağın Çıkmasını Önledik. Bir Başka İfadeyle Her Vatandaşımıza Yıllık 1500 Liranın Üzerinde Bir Enerji Desteği Vermiş Olduk. Önümüzdeki Dönemde Elektrik Faturalarındaki, Burası da Çok Önemli, Altını Özellikle Çiziyorum, TRT Payı İle Enerji Fonu Kesintilerini de Kaldırma Kararı Aldık. Hem Enerji Sektöründeki Kurumların Dengelerini Bozmayacak Hem Vatandaşlarımızı Mağdur Etmeyecek Bir Yaklaşımla Bu Küresel Enerji Krizini Yönetmeyi Sürdüreceğiz. Finans Tarafındaki Dalgalanmaların da Üretimi Ve İhracatı Artırarak Cari Açığımızı Düşürdükçe Durulacağına İnanıyoruz. Bu Bakımdan 2022 İnşallah Verdiğimiz Emeklerin, Yaptığımız Fedakarlıkların, Yürüttüğümüz Mücadelelerin Semeresini Görmeye Başlayacağımız Bir Yıl Olacaktır. Büyük ve Güçlü Türkiye’nin İnşası Yolundaki Son Önemli İmtihanımız Olan 2023’ü De Başarıyla Geride Bıraktığımızda Ülkemizin Dünyanın Siyasi ve Ekonomik Liginin En Üstündeki Yerini Alışına Hep Birlikte Şahitlik Edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin En Büyük Gücünün Milletin Birliği, Beraberliği, Kardeşliği, Azmi ve Kararlılığı Olduğunu Söyledi.
Bu Gerçeği Sadece Kendilerinin Görmediğini, Muarızlarının da Durumun Farkında Olduğunu Vurgulayan Erdoğan, “Son Dönemde Yalana, İftiraya, Tehdide, Çifte Standarda Dayalı Senaryoların Ürünü Söz ve Davranışların Dışarıda ve İçeride Giderek Artış Göstermesinin Sebebi İşte Bu Fotoğraftır.” Diye Konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:
“Bugüne Kadar Terörden Darbeye Kadar Nasıl Hiçbir Sinsi Saldırının, Alçak Oyunun, Kirli Tuzağın Bu Gücü Kırmasına Müsaade Etmediysek Allah’ın İzniyle Önümüzdeki Süreçte de Aynı Başarıyı Göstereceğiz. Türkiye’yi Diledikleri Gibi Yönlendirebilecekleri, İtip Kakabilecekleri, Vaktini Ve Enerjisini Çalabilecekleri Müstemlekelerinden Biri Sananlar İle Kendi İhtirasları Uğruna Onların Değirmenine Su Taşıyanların Heveslerini Kursaklarında Bırakmak Bizim Boynumuzun Borcudur. Yönetim Değişikliğiyle Siyasi İstikrarsızlıklar, Altyapı, Üretim Ve İstihdam Odaklı Atılımlarıyla Ekonomik Bağımlılık, 15 Temmuz Destanıyla Darbeler Devrini Kapatan Türkiye’nin Önünü Kesmeye Kimsenin Gücü Yetmeyecektir. Ülkemizi Eser ve Hizmet Siyasetiyle 19 Yılda Bugünkü Seviyesine Nasıl Biz Getirmişsek İnşallah 2023 Hedeflerine Ulaştırmayı da Gençlerimize 2053 Vizyonunu Emanet Etmeyi de Rabb’im Bize Nasip Edecektir.”
Bunun İçin Cumhur İttifakı Olarak Meclis’te, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi İle Hükümette Gece Gündüz Çalıştıklarını ve Mücadele Verdiklerini Dile Getiren Erdoğan, “Ancak Son Dönemde Bu Ülkenin İkinci Büyük Partisi Unvanını Taşıyan Bir Siyasi Teşekkülün Milli Güvenliğimize ve Milli Çıkarlarımıza Yönelik Ciddi Bir Tehdit Haline Dönüşen Tutarsızlıklarından Derin Endişe Duyuyoruz.” İfadelerini Kullandı.
Geçen Hafta Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye ve Irak’taki Terör Yuvalarına Yönelik Sınır Ötesi Harekatlarına İmkan Veren Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi Konusunda Yaşanan Tartışmaların Bu Endişelerini Daha da Artırdığına Dikkati Çeken Erdoğan, Şunları Söyledi:
“Türkiye’nin Sınır Ötesi Harekatları Siyaset Üstü Bir Konudur. Geçmişte Defalarca ‘Evet’ Dedikleri Bir Tezkere Metnine Bu Defa Yabancı Asker Gibi Cehaletin Ötesinde ve Vatana İhanet İthamı Gibi Zırvalık Derecesine Varan Gerekçelerle Saldıranların Bir Yerlerden İşaret Aldıkları Anlaşılmaktadır. Şayet Böyle Değilse Hiçbir Partinin, Hiçbir Siyasetçinin Kendisiyle Bu Derece Çelişmeyi, Bir Milli Güvenlik Konusunu Bu Derece Zelil Üslupla Tartışmayı Göze Alabileceğini Sanmıyoruz. Halbuki Bu Tezkereye Karşı Çıkmak Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Güvenlik Güçlerimizin Kahramanca Mücadelesi Sayesinde Bitme Noktasına Gelen Terör Örgütünün Sınır Ötesindeki Unsurlarına Can Simidi Atmak Demektir. Yine Bu Tezkereye Karşı Çıkmak Türkiye’nin Güney Sınırlarından Kuşatılması Projesinin Yanında Yer Almak Demektir. Daha Önemlisi Bu Tezkereye Karşı Çıkmak Bölücü Terör Örgütünün Siyasi Uzantısının Emrine Girmek Demektir. Çünkü İlk Günden Beri Meclis’te Tezkerelere En Şiddetli Karşı Çıkan, Terör Örgütünün Şamar Oğlanlığından Öte Bir Değer Taşımayan Bu Kesimdir. Türkiye’nin En Eski ve Halihazırda İkinci Büyük Partisinin İşte Bu Örgüt Kuklası Yapı Tarafından Yönetildiğini, Yönlendirildiğini Görmekten Türk Siyaseti Adına Gerçekten Üzüntü Duyuyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son Mahalli Seçimlerde Yapılan Gizli-Açık Ortaklıklar ve Pazarlıklarla Kimi Belediyelerdeki Bazı Birimlerin Bu Partinin Yönetimine Verildiğini Zaten Cümle Alem Biliyor. Şimdi Bu Ortaklığın Ülkenin Milli Güvenlik Meselelerine Kadar Uzanmış Olması Artık Konunun Siyasi İttifakla İzah Edilemeyecek Bir Boyuta Taşındığının İşaretidir. Meclis’te Irak ve Suriye Tezkerelerine ‘Hayır’ Demelerini Yalan ve İftiralarla Bezeli Nutuklarla Savunanların Yozgat’a Gidince Kandil’i Yakıp Yıkmaktan Söz Etmeleri de Bir Başka Omurgasızlık Örneğidir.” Diye Konuştu.
“Nerede, Neyi Konuşacaklarını da İyi Biliyorlar.” İfadesini Kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kamu Görevlilerini Tehdit Etmeyi Alışkanlık Haline Getiren Ancak Kendi Partisindeki Hırsızlık, Taciz, Tecavüz Hadiselerinin Hepsinin de Üstünü Örten Zehirli Siyaset Dilini En Başta Bu Üslubu Benimseyenler İçin Tehlikeli Buluyoruz. Meclis’te Tezkereye ‘Hayır’ Demekle Kalmayıp Egemenlik Haklarımıza Saygı Göstermeyen Büyükelçilere Verilen Tepkiye Destek Olmayan, Daha Vahimi Kanal İstanbul Projesi’ni Yabancı Büyükelçilere Şikayet Edecek Kadar Şuur Kaybı Yaşayan Bu Zihniyete Milletimiz Ülkenin Kaderini Asla Emanet Etmez.” Dedi.
Bu Tablonun Akıllara Ziya Paşa’nın, “En Ummadığın Keşfeder Esrar-I Derunun, Sen Herkesi Kör, Alemi Sersem Mi Sanırsın?” Şeklindeki Terkibibendini Getirdiğini Söyleyen Erdoğan, Şunları Kaydetti:
“Milletimiz Değerlerimize Hakaret Etmekten Başka Vasıfları Olmayan, Ağızlarından Çıkan Yalanların Artık Çetelesi Dahi Tutulamayan, Her Kritik Durumda Ülkesinin Hasımlarının Yanında Saf Tutan Bu Siyaset Bezirganlarının Gerçek Yüzünü Gayet İyi Biliyor. Türkiye Geçmişte Nasıl Tek Parti Faşizmini Yendi İç ve Dış Vesayetin Üstesinden Geldiyse İnşallah Bu Çarpık Zihniyeti de Tarihin Tozlu Raflarına Kaldıracaktır. Bir Siyasi Partinin En Üst Düzey Yöneticisi Tarafından Bingöl’de Şehit Yakınına Yapılan Edepsizliği de Aynı Alçak Zihniyetin Farklı Bir Tezahürü Olarak Kabul Ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İYİ Parti’li Lütfü Türkkan’ın Bingöl’de Şehit Yakınına Yönelik Sözlerine İlişkin Değerlendirmelerde Bulundu ve “Bingöl’de Yaşanan Hadiseyi, Failinin Geçmişteki Yanlışlarından İtibaren Kim Olduğundan Başlayarak Şöyle Kısaca Bir Hatırlayalım.” İfadelerini Kullanarak Türkkan İle İlgili Bir Video İzlettirdi.
Erdoğan Videonun Gösterilmesinin Ardından Şu İfadeleri Kullandı:
“Gördüğünüz Gibi Neresinden Tutsanız Rezillik, Neresinden Tutsanız Terbiyesizlik, Neresinden Tutsanız Saygısızlık, Neresinden Tutsanız Alçaklık Olan Bir Skandalla Karşı Karşıyayız. Kardeşinin Gencecik Bedeni, PKK Terör Örgütü Tarafından Paramparça Edilen Bir Şehit Yakınının Feryadını, Onun Namusuna, Şimdi Açıyorum Bacısına En Ağır Hakaretleri, Küfürleri Yaparak Bastırmaya Çalışmak Her Şeyi Bir Kenara Bıraktık, İnsanlığa Sığmaz. Üstelik Bu Kişi ve Avanesi, Önce Yapılan Rezilliği İnkar Etmeye, Hatta Şehit Yakınını Suçlamaya Çalıştılar, Sonra Her Şey Belgesiyle Ortaya Konunca Kabul Etmek Zorunda Kaldılar. Şehitlik Makamının Değerini Kavrayamamış Olmanın Ötesinde, İnsanlıktan da Nasibini Almamış Bu Siyasetçi Müsveddesinin ‘Milletvekili’ Sıfatına da O Kutlu Çatının Altında Bir Dakika Bile Durmaya Hakkı Yoktur. Partinin Grup Başkanvekilliğinden veya Genel Başkan Yardımcılığından Ayrılması, Bu İş İçin Bir Çıkış Yolu Değildir. Artık Sözde Milletvekili Olan Bu Kişinin Parlamento Çatısı Altında Yerinin Olmaması Lazım. Kaldı Ki Başında Bir Bayan Genel Başkanın Olduğu Bu Partide, Bir Şehidimizin Bacısına Küfür Edilmesi Karşısında Genel Başkan Bayanın Buna Tahammül Etmemesi ve Kesinlikle Bu Zatı Partisinden İhraç Etmesi Gerekir. Duruş Bu Olması Gerekir. Ama Ne Yazık Ki Neymiş? İşte Başkan Yardımcılığından İhraç Etmişler. Kimi Aldatıyorsunuz Ya? Kimi Kandırıyorsunuz? Al Birini Vur Öbürüne. Geçmişi Benzer Pek Çok Edepsizliklerle Dolu Bu Siyasetçi Müsveddesini Israrla El Üstünde Tutanların Sorumluluğu Buradaki Görüntünün Failinden Daha Az Değildir. Sadece Bir Kamu Bankası Olan Ziraat Bankasına 36 Milyon Dolar Şu Anda Borcu Olan ve Henüz Bu Borcu Temizleyememiş Olan Bu Kişi, Aynı Zamanda Kocaeli’nde Biliyorsunuz Yine Devlete Ait Arazileri İşgal Etmiş ve Bu İşgal Sebebiyle de Çok Ciddi Orada Sıkıntılar Yaşanmıştı.”
“KADIN STK’LAR SİZ NE İŞ YAPIYORSUNUZ?”
Erdoğan, “Bizim İnancımızda ve Kültürümüzde Her Birimizin Annesi, Bacısı, Eşi, Kız Evladı Herhangi Bir Birey Olmanın Ötesinde Değere ve Dokunulmazlığa Sahiptir. İYİ Parti’nin Başındaki Hanımefendi Şehitlik Makamına, Şehit Yakınına, Milli ve Manevi Değerlerimize Kıymet Vermiyorsa, Hiç Değilse Kendi Cinsiyetinden Birisine Yönelik Bu Ağır Hakarete Tepki Göstermelidir.” Değerlendirmesinde Bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konuşmasında, Kadın STK’lara da Şu Sözlerle Seslendi:
“Peki Kadın STK’lar Siz Ne İş Yapıyorsunuz? İlla, Sizin Örgütünüze Ait Bir Bayana, Bir Kadına Küfür Edilirse, Hakaret Edilirse O Zaman Mı Ayağa Kalkacaksınız? Bir Şehidimizin Bacısına Küfür Edildiği Zaman, Hakaret Edildiği Zaman Niçin Sokaklara Dökülmüyorsunuz? Neden Bunun Hesabını Sormak İçin Yollara Çıkmıyorsunuz? İlgili İlgisiz Her Konuda Kadın Hakları Diyerek Ortalığı Birbirine Katanların, Şehidimizin Kız Kardeşine Yönelik Bu İğrenç Saldırı Karşısında Derin Bir Sessizliğe Gömülmelerini de Hafıza Kayıtlarımıza Nakşediyoruz.”
“HANİ SEN KADIN HAKLARINI SAVUNUYORDUN?”
“Ana Muhalefetin Başı, Daha 2 Gün Önce Yaptığı Açıklamalarda Kadın Haklarından, Kadına Şiddetten, Kadınlarımıza Yönelik Hakaretlerden Bahsediyordu.” Diyen Erdoğan, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:
“Ana Muhalefetin Başı? Bu Nedir Bu? Şehidimizin Bacısına Yapılan Bu Saldırıyı Acaba Siz Nereye Kadar Görmezlikten Geleceksiniz? Hani Sen Kadın Haklarını Savunuyordun? Mecliste Aynı Renk ve Aynı Sloganlarla Bezeli Maskeler Takan Sözde Genel Başkanlar, Sözde Siyasetçiler, Sözde Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri Vardı. Bunların Hiçbiri de Şehit Yakınına Hakaret Eden Bu Rezil Şahsın Terbiyesizliğine Karşı Derhal Harekete Geçmemekle Aslında Amaçlarının Başka Olduğunu Göstermişlerdir. Her Kim Bu Ülkede Bir Daha ‘İstanbul Sözleşmesi’ Diye Başlayan Bir Cümle Kurarsa Ona En Başta ve En Çok Kendi Adlarını Sapkın İdeolojik Ajandaları Uğruna İstismar Ettiği İçin Kadınlarımız Tepki Göstermelidir. Yine Bu Konuda, Sürekli Kadınların, Şehit Yakınlarının, Gazilerin Hakları İle İlgili Esip Gürleyen CHP Tarafında Bıraktık Genel Başkanı, Herhangi Bir Seviyede Tepki Gösterilmemesi, Arka Plandaki Kirli Pazarlıkların İspatıdır. Buldukları Her Fırsatta Şehit Yakınlarını ve Gazileri Tahrik Eden, Adını İstismar Etmekten Başka Kadına Faydası Dokunmayan Zihniyetin Asıl Yüzü, Bingöl’deki Hadiseyle Bir Kez Daha Ortaya Çıkmıştır. Hayatları Boyunca, Milletin Hayrına Tek Bir İş Yaptıkları, Ülkeye Herhangi Bir Eser Ve Hizmet Kazandırdıkları Görülmemiş Olanların, Kendi Akıllarınca İktidar Hevesine Kapılmakla Bile Ne Derece Nobran, Ne Derece Küstah, Ne Derece Terbiyesiz Hale Gelebildiklerini Hep Birlikte Takip Ediyoruz. Rabbim Ülkemizi Ve Milletimizi Bu Çirkin ve Alçak Zihniyetin Şerrinden Muhafaza Eylesin Diyorum. Bingöl’deki Edepsizliğin Sonuna Kadar Takipçisi Olacak, Bu Şahsın Milletvekilliğinin Sonlandırılması Dahil En Ağır Bedelleri Ödemesi İçin Siyasi ve Hukuki Tüm İmkanları Kullanacağız. Lafa Gelince Milliyetçiliği Kimseye Bırakmayanların, Hatta Kurdukları İttifaka ‘Millet’ Adını Verenlerin Aslında Millete Nasıl Baktıkları Bu Tür Örneklerle Açıkça Ortaya Çıkmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK Terör Örgütünü Nasıl Ülke Sınırları İçinde Bitirme Noktasına Getirdilerse, Ülke Dışında da Peşlerini Bırakmayıp, Örgütün Siyasi Uzantılarını ve Onlarla Aynı Çuvala Girenleri de Millete İfşa Etmeyi Sürdüreceklerini Vurguladı.
Bu Kirli İttifakı Kuranların Hesap Edemedikleri Şeyin, Milletin Güçlü İrfanı ve Engin Dirayetiyle Her Türlü Oyunu Çözme, Her Türlü Tuzağı Bozma Feraseti Olduğunu Belirten Erdoğan, Çok Partili Siyasi Hayatın Her Döneminde Olduğu Gibi Yakın Tarihte Gezi Olaylarında, FETÖ’nün Darbe Girişimlerinde, PKK ve DEAŞ Saldırılarında, Türkiye’nin Güney Sınırlarının Kuşatılması Projelerinde Sayısız Örneklerini Gördükleri Bu Kutlu İradeye Hep Tabi Olduklarını ve Olmaya Devam Edeceklerini Kaydetti.
Erdoğan, Bugün Azerbaycan’ın Karabağ’ı Ve İşgal Altındaki Topraklarını 44 Günlük Şanlı Bir Savaşın Ardından Kurtardığı Zaferin Birinci Yıldönümü Olduğunu Hatırlatarak, “Uluslararası Toplumun Gözü Önünde Yaklaşık 30 Yıl Süren Bu İşgali Bitiren Zaferi İçin Cumhurbaşkanı Kardeşim Aliyev Başta Olmak Üzere Tüm Azerbaycanlı Kardeşlerimizi Bir Kez Daha Tebrik Ediyoruz.” Diye Konuştu.
Karabağ’ın ve Azerbaycan Topraklarının Haksız, Hukuksuz, Ahlaksız İşgali Karşısında 30 Yıl Boyunca Susanların, Bölgede Dökülen Kanların ve Yaşanan Trajedilerin Baş Sorumlusu Olduğunu Belirten Erdoğan, Şunları Kaydetti:
“Bilindiği Gibi Azerbaycan’ın Zaferi İle Sonuçlanan Savaş 27 Eylül’de Ermenistan’ın Saldırısı İle Başlamıştı. İşgal Yılları Boyunca Bilinçli Olarak Silahlandırılan ve Cesaretlendiren Ermenistan, Daha Önce De Ciddi Ateşkes İhlalleri Yapmıştı. Bu Defa Türkiye Olarak Vatanlarını Savunmak ve İşgal Altındaki Topraklarını Kurtarmak İçin Mücadele Eden Azerbaycanlı Kardeşlerimizi Çok Daha Güçlü Şekilde Destekledik. Çatışmalar Devam Ederken Çeşitli Ülkelerin Girişimleri İle İlan Edilen Tüm Ateşkesleri Bozan Ermenistan, Azerbaycanlı Kardeşlerimizin Cesareti ve Kahramanlığı Sayesinde Ağır Bir Yenilgiye Uğramışlardır. Dünyanın Son Dönemde Gördüğü Bu En Büyük Zaferin Kazanılmasında Emeği Geçen Herkesi Tebrik Ediyor, Allah’tan Şehitlerimize Rahmet, Gazilerimize Hayırlı, Sağlıklı Ömürler Diliyorum.”
“HER PLATFORMDA AZERBAYCANLI KARDEŞLERİMİZİN YANINDA YER ALMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”
Zaferin Ardından Azerbaycan’ın İşgalden Kurtardığı Topraklarındaki 30 Yıllık Acının ve İhmalin İzlerini Silmek İçin Hızlı Bir İmar Seferberliği Başlattığını Anlatan Erdoğan, “Son Olarak Fuzuli’de İnşa Edilen Uluslararası Havalimanının Açılışı Vesilesiyle Azerbaycanlı Kardeşlerimizin İmar ve İnşa Faaliyetlerinde de Yanlarında Olduğumuzu Gösterdik. Aynı Şekilde Mayınlı Arazilerin Temizlenerek Yeniden Tarıma Ve Ekonomiye Kazandırılması Çalışmalarında da Azerbaycanlı Kardeşlerimize Destek Veriyoruz. Yine Zengezur Koridoru Başta Olmak Üzere Yapılan Anlaşmadan Kaynaklanan Haklarını Almaları Konusunda da Her Platformda Azerbaycanlı Kardeşlerimizin Yanında Yer Almayı Sürdüreceğiz.” Dedi.
Karabağ’ın ve İşgal Altındaki Azerbaycan Topraklarının Kurtuluşunun Kafkasya’da Yeni Bir Dönemin Miladı Olacak Kadar Önemli Olduğunu Kaydeden Erdoğan, Şöyle Devam Etti:
“Öyle Ki Bu Yeni Dönem Ermenistan’ı da Yıllardır Kendini İçine Hapsettiği Cendereden Çıkartabilecek Fırsatlar Sunmaktadır. Bizim Ülkemize ve Milletimize Doğrudan Husumet Yöneltmediği Sürece Kimseyle Çözülemeyecek Bir Sorunumuz Yoktur. Dünyanın Siyasi ve Ekonomik Bakımdan En Mümbit Bölgesi Olan Kafkasya’nın Sahip Olduğu İnsani ve Ekonomik Zenginliklerin Burada Yaşayan Herkesin Huzuru ve Refahı İçin Kullanılmasını İstiyoruz. Yeni Küresel Sistemde Kafkasya’nın Stratejik Önemi Daha Da Artacaktır. Kadim Tarihi ve Kültürel İlişkilere Sahip Bulunduğumuz Bu Coğrafyanın Aydınlık Geleceği İçin Türkiye Olarak Üzerimize Düşeni Yapmakta Kararlıyız. Cuma Günü İstanbul’da Toplanacak Türk Konseyi’nde Diğer Kardeş Ülkelerle Birlikte Ortak Geleceğimizi Enine Boyuna Konuşacağız. Konseyin Kurumsal Kapasitesinin Misyonuna Uygun Şekilde Güçlendirilmesi Başta Olmak Üzere Üye ve Gözlemci Ülkelerle Hemen Her Konuda Mutabık Olduğumuzu Görmekten Memnuniyet Duyuyoruz.”
“KÜLTÜR TASAVVURUMUZU DOĞRU BİR ÇERÇEVEYE OTURTMAK İÇİN PEK ÇOK ADIM ATTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in Kuruluşunun 98’inci Yıl Dönümünü Türkiye’ye ve Cumhuriyet’e Yakışır Eserler Kazandırarak Kutladıklarını Dile Getirerek, Sözlerini Şöyle Sürdürdü:
“Önce 28 Ekim’de Ankara’daki Eski Hipodrom Alanında İnşa Ettiğimiz Başkent Millet Bahçesi’ni Hizmete Açtık. Gerçekten de Başkentimize Yakışır Bir Eser Olan Bu Millet Bahçesi Şimdiden Ankaralıların En Çok Ziyaret Ettikleri Yerler Arasına Girmiştir. Cumhur İttifakı Olarak Sayın Devlet Bahçeli Bey’le Birlikte Bu Açılışı Yaptık ve Tüm Ankaralıların Hizmetine Sunduk. Cumhuriyet Bayramı Günü Olan 29 Ekim’de İse İstanbul’da Yeni Atatürk Kültür Merkezimizin Açılışını Yine Devlet Bey’le ve Çok Geniş Katılımlı Bir Şekilde Unutulmayacak Bir Törenle Gerçekleştirdik. Aynı Gün Şimdiden Bir Marka Haline Dönüşen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’ni de Başlattık. Bünyesinde Pek Çok Kültür Biriminin Yer Aldığı Ümraniye Hekimbaşı Millet Bahçesi de Geçtiğimiz Hafta Hizmete Açtığımız Eserlerden Biri. Görüldüğü Gibi Türkiye’nin Diğer Hizmet Başlıklarıyla Birlikte Çevre, Kültür, Sanat Alanlarında da Hak Ettiği Yere Varması İçin Samimi Gayret Gösteriyoruz. İktidara Geldiğimiz Günden Beri Gönlümüzün İstediği Seviyede Mesafe Kat Edememiş Olsak da Kültür Tasavvurumuzu Doğru Bir Çerçeveye Oturtmak İçin Pek Çok Adım Attık.”
Kültürel Faaliyetlere Verilen Destekleri Artırdıklarını, Ülkenin Dört Bir Yanında Sanat ve Kültür Merkezleri Açtıklarını, Hem Merkezi Yönetim Hem De Yerel Yönetimler Düzeyinde Sanatçılara Sahip Çıktıklarını Vurgulayan Erdoğan, “Türk Müziği Hakkında Bilimsel Çalışmalar Yapılması ve Dünya Çapında Sanatçı Yetiştirilmesi İçin Cumhuriyet Tarihinde İlk Defa Bir Müzik Üniversitesini Ankara’mızda Kurduk. İstanbul’da da İlk, Orta, Lise Şeklinde Yine Bir Müzik Okulunun Açılışını Yaptık. Biz Elbette Kültür ve Sanatın Önünü Açmak İçin Her Türlü Desteği Vermeye Devam Edeceğiz. Fakat Bu Toprakların Ve İnsanımızın Muazzam Birikimini Yaşatacak Ve Yarınlara Taşıyacak Olanlar Kültür ve Sanat İnsanlarımızdır.” İfadelerini Kullandı.
“ANADOLU İRFANININ NEFESİNİ YENİDEN HİSSETTİRECEK KÜLTÜR VE SANAT İNSANLARIMIZA İHTİYACIMIZ VAR”
Erdoğan, Bu Anlayışla İktidarları Boyunca Çağdaşlık Adına Geleneğin Yok Sayılmasını da Gelenek Adına Çağın Gerçeklerine Göz Kapatılmasını da Reddettiklerinin Altını Çizerek, Şunları Söyledi:
“Geleneğimizin Ortaya Koyduğu Büyük Birikimi, Çağın Dili İle Yeniden ve Yeni Biçimlerle İfade Etmenin Mümkün Olduğuna İnanıyoruz. Nitekim Türkçede ‘Gelenek’ Kelimesi ‘Gelen-Ek’ Demektir. Bir Başka İfade İle Bize Ulaşan Yeni Şeyler Ekleyerek Geleceğe Taşıdığımızda Gelenek Tarih Olmaktan Çıkarak, Yaşayan ve Dinamik Bir Gövde Haline Gelir. Bu Bakımdan Şairlerimize, Yazarlarımıza, Müzisyenlerimize, Ressamlarımıza, Hattatlarımıza, Oyuncularımıza, Yönetmenlerimize, Mimarlarımıza Tarihi Görevler Düşüyor. Kültür Sanat İnsanlarımızdan Avrupa, Amerika Merkezciliğin Empoze Ettiği Sahte Hiyerarşileri Bir Kenara Bırakarak Daha Adil, Daha Zengin, Daha Çoğulcu, Daha Kucaklayıcı Bir Kültür Sanat İklimi Oluşturmalarını Bekliyoruz. Bunun İçin de Anadolu İrfanının Tertemiz Nefesini ve Sıcak Ruhunu İnsanımıza ve Dünyaya Yeniden Hissettirecek Kültür ve Sanat İnsanlarımıza İhtiyacımız Var. Ayakları Anadolu Topraklarına Basan ve Ufku Tüm Dünyayı Kuşatan Bir Sanat Ve Kültür Tasavvuru İle Bize Yeni Ufuklar Açan, Yeni Hedefler Gösteren, Yeni Duygular Yaşatan Kültür ve Sanat İnsanlarının Arayışı İçindeyiz.”
Eskinin Eski Olduğu İçin Kötülenmediği, Yeninin de Sadece Yeni Olduğu İçin Kutsanmadığı Bir Anlayışla Geçmişten Bugüne ve Yarına Uzanan Bir Yürüyüşe Öncülük Eden Kültür ve Sanat İnsanları Beklediklerini Dile Getiren Erdoğan, “Dilimizle, Coğrafyamızla, Şiirimizle, Müziğimizle, Mimarimizle, Kısacası Bizi Biz Yapan Medeniyet Değerlerimizde Bu İmkan ve Kabiliyete Sahibiz.” Görüşünü Paylaştı.
“ECDAT GİBİ BİR IŞIK OLUR VE DÜNYAYI AYDINLATIRIZ”
Doğu’yla Batı’nın, Gelenek İle Modernliğin, Güçlü ve Şanlı Bir Tarihle Dinamik Bir Bugünün Kesişme Noktasında Yeni, Üretken ve Çok Boyutlu Eserlere İmza Atabilecek Durumda Olduklarını Aktaran Erdoğan, Şöyle Devam Etti:
“Ne Kendi Sesimizden Vazgeçeriz Ne de Başkalarının Sesine Kulağımızı Kapatırız. Ne Kendi Işığımızın Sönmesine İzin Veririz, Ne de Başkalarının Işığına Gözümüzü Kapatırız. Ne Kendi Dilimizden Vazgeçeriz Ne de Başkalarının Konuşmasına Engel Oluruz. Bunu Yaparken Kendimiz Olarak, Kendimiz Kalarak ve Kendimizi Sürekli Yenileyerek Tıpkı Ecdat Gibi Bir Işık Olur ve Dünyayı Aydınlatırız. Hoca Ahmed Yesevi, Yunus, Mevlana, Hacı Bektaş-I Veli Gibi Ruhlarımızı Tezyin Ederek İnsanın Özündeki Güzelliği Ortaya Çıkartmak İçin Çalışırız. Mimar Sinan, Matrakçı Nasuh, Kazasker Mustafa İzzet, Itri, Dede Efendi, Tamburi Cemil Bey Gibi Büyük Sanatkarlarımızın Çağrısına Kulak Verir ve Dünyayı Güzelleştirmeye Gayret Ederiz. Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Aşık Veysel, Neşet Ertaş Gibi Gönül Ustalarımızın Kalpten Kalbe Kurduğu Yolları Birleştirir ve İnsan Olmanın Manasını İdrak Etmeye Çalışırız. Mehmet Akif, Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Yahya Kemal Gibi Şairlerin Zengin Dünyalarından Aldığımız Güç ve İlhamla Yürüyüşümüze Hız Katarız. Bizler Bu Büyük Hazinenin Kapısında Tembel Tembel Oturan İnsanlar Değiliz, Olmayız, Olamayız. Yapmamız Gereken Önce Bu Hazinenin Kıymetini Bilmek, Sonra da Yeni Eserlerle Onu Zenginleştirmektir. Geçtiğimiz 19 Yılda Kültür Sanat Alanında Attığımız Her Adımı Bu Hissiyatla Hayata Geçirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Bünyesinde Verdikleri Kültür Sanat Ödüllerini de Aynı Yaklaşımla Belirlediklerini Kaydederek, Bu Vesileyle Cumhurbaşkanlığı 2021 Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’ni Takdim Edecekleri İsimleri Açıkladı.


ADALET BAKANI GÜL: 84 MİLYON VATANDAŞIMIZIN ŞEREFİ, ONURU, İTİBARI DEVLETE EMANETTİR
1
“EMEK MÜCADELESİNDE YENİ BİR SAYFA: ANADOLU YAKASINDA ÖRGÜTSÜZ GIDA İŞÇİSİ KALMAYACAK”
479197 kez okundu
2
TUZLA BELEDİYESİNİ KİM YÖNETİYOR?
403824 kez okundu
3
AK PARTİ TUZLA İLÇE BAŞKANI ŞEREF ÇOLAK, MEMLEKETİNDE GÖNÜLLERİ FETHETTİ
370155 kez okundu
4
EREN BAŞKAN, ZEMİN ETÜDÜ YAPILMADAN “TEMEL” NASIL ATILDI?
357753 kez okundu
5
“BİR KARDEŞTEN ADALET ÇAĞRISI: ‘AĞABEYİM ÖLDÜRÜLDÜ, ÜSTÜ KAPATILDI!’”
351033 kez okundu